Sorular | Soru sor

Üstazların şefaati

peygamber efendimizin şefaati zaten var üstazlardan şefaat nasıl beklenir diye soruluyor nasıl cevap vermemiz lazım?

Bu sonunun en basit cevabında; Allah Teâla onlara da şefaat izni-salâhiyeti verdiği, hepsinin şefaatları farklı ve sünnetullah/âdetullah/Allah’ın kanunu böyle olduğu için, diyebiliriz.

Ayrıca hemen her şeyin düzeni-disiplini böyle değil midir? Mesela peygamberler gelmiş, tebliğ vazifelerini yapıyor, ama ulema da onların varisi olarak bu vazifeyi ifada onlara yardımcı oluyor? Hiç kimse kalkıp da, ‘peygamber varken veya onun tebliği ortadayken âlimlere ne gerek var, onlardan hizmet beklenir mi’ dememiş! Diyene de pek normal gözle bakılmayacağı aşikârdır, öyle değil mi?

Kaldı ki Peygamberimiz’den (s.a.v.) başka sadece üstazlar şefaat edecek değillerdir. Diğer peygamberler, sâlihler, şehitler de şefâat etmeye izinlidirler. Hatta sabî iken vefat eden çocuklar ebeveynlerine, mü’minin güzel amelleri kendisine şefaatçı olacaktır. Keza, bir mü’minin, diğer mü’minin iyiliği için dua etmesi de bir nevi şefaattir. Bütün bunlara ihtiyacımız vardır.

Ve o gün öyle dehşetli ve şiddetli bir gündür ki, insanın her türlü şefaate ihtiyacı vardır. O bakımdan mü’minler günahlarının affı, makamlarının-rütbelerinin, derece ve mevkilerinin yükselmesi ve daha bazı iyilik ve güzellikler için peygamberlerinden, Allah dostlarından, hayırlı ve sâlih zâtlardan şefaat talep ederler. Ancak müşrikler-kâfirler ve şefaati inkâr edenler için şefaat bahis mevzuu değildir. Nitekim Kur’ân-ı Kerim’de buyrulmuştur ki; ’Onlara şefaatçilerin şefaati fayda vermez. Böyle iken bunlara ne oluyor ki, âdeta arslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi hâlâ nasihatten-öğütten yüz çeviriyorlar?’ [Müddessir suresi, 48-51; ayrıca bkz. el-Mektûbat, İmâm-ı Rabbânî, 3. 17; Tirmizî, Sünen, Kıyamet, 12]

Beklemeyen beklemez; ama bizim ihtiyacımız var, biz bekleriz. Hem de her tür şefaatçiden…

Velhasıl; her şeyin tabakaları-dereceleri olduğu gibi şefaatin de, şefaatçilerin de farklı mertebeleri vardır. Nitekim devletin de reisi var, başbakanı var, bakanlar kurulu var... Hepsinin görev ve sorumlulukları farklı? Keza müesseselerin de öyle… CİO’su var, genel müdürü var, müdürleri, şefleri alt tabaka memurları ve saire var. Bir numara olduktan sonra diğerlerine ne gerek var, onun hizmeti yeterlidir diyebilir miyiz? Aklı başında bir insandan böyle bir akılsızlık-mantıksızlık-şuursuzluk beklenebilir mi?!

Sorunuzun geniş ve şumûllü cevabı için ayrıca bkz. http://www.mollacami.com/konu/sefaat-nedir-kac-turludur-nerelerde-kimle-12587.html


genel müdür, CİO, Üstazların şefaati, peygamberler, sâlihler, şehitler, güzel ameller, nasihat, yaban eşekleri, müdürler, memurlar,

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla

MollaCami.Com