Sorular | Soru sor

Cezbe hali

benim bir sorum olacak;cezbe aynı anda biri kadın biri erkek iki kişinin gözünde renk değişimi olarak, görülürse onların hakkında aşk anlamında ne düşünülmeli.aynı anda cezbe benide cezbe halini yaşattı,ilk defa o anda bende yaşadım.ikiside yakınımdı.daha önce aralarında yakınlaşma olmuştu.kadın dine yakındı.erkek ise uzak.birlikte oturduğumuz bir gün anda birden kadının gözü mavi oldu.hemen aynı anda erkeğinde..kadın ağlıyordu,ben şaşkın.ve birden zikir çekmeye başladım.duramadım,istemedim de.onların ikisinin aynı anda gözünün değişik ama güzel bir mavisi vardı,sonra uzun süre zikirden sonra kendime gelmeye başladım.ve gözleri eski rengindeydi.bu nedir anlatırmısınız..?

Anlattıklarınızla ilgili sağlıklı bir şey düşünmek imkânsız. Bunlar, olsa olsa evham ve hayâlden ibarettir, üzerinde durmağa değmez. Nitekim siz de mesajınızın nihayetinde, “…sonra kendime gelmeye başladım.ve gözleri eski rengindeydi” demişsiniz. Psikologların sıkça kullandıkları deyimle, “olur böyle vak’alar…” deyip geçebiliriz… Ama olmaması daha iyidir.

Dine yakın (içinde değil) bir kadın ile dinden uzak (hiç alakası olmayan) bir erkek hissî/duygusal anlamda birbirlerini cezbetmişlerse etmişler, moda deyimiyle karşılıklı elektrik almışlarsa almışlar, aşık olmuşlarsa olmuşlar… Birincisi bu durum sizi-bizi veya herhangi bir Müslümanı ne alakadar eder? İkincisi, müntesibi bile olmadıkları yüce dinimiz İslâm adına ne söyleyebiliriz ki bu iki insana..? Önce Müslüman olmaları lazım ki İslâm’ın bu husustaki beyanlarını, emir ve yasaklarını onlara hatırlatalım, anlatalım… Ya da oluştuğunu sandığınız durumla ilgili bir şeyler düşünebilelim. Öyle değil mi? Sizin, gördüğünüzü sölediğiniz / vehmettiğiniz tabloyla ilgili söylenmesi gerekenleri ise yukarıda dile getirdik. Kayda değer bir şey olmadığını hatırlattık.

Enteresandır, bu arada siz de onların bu gayrimeşru yakınlıkları ile oluştuğunu sandığınız manzara karşısında aşka gelmiş ve zikre başlamışsınız!.. Freni boşalmış ve kontrolden çıkmış araba gibi isteseniz de duramamışsınız... Türkçemizdeki tabirimizle, “Güler misin, ağlar mısın”! Ya da “Bu ne perhiz, ne lahana turşusu” demek geliyor insanın içinden…

Hemen belirtelim ki; bütün bu anlattıklarınız, aklı başında ve tasavvufî tabiri ile “yakaza (uyanıklık)” halindeki bir insannın yapabileceği/yaşayabileceği türden şeyler değil.

O bakımdan sizi aydınlatmak adına söyleyebileceklerimiz şunlar olabilir:

- Kendinizi toparlayınız,

- Temizlik, abdest-namaz başta olmak üzere vs. kulluk vazifelerinizi kontrolden geçiriniz.

- Varsa noksanlarınız düzeltmeye çalışınız; hidayet, istikamet, sadakat ve sırat-ı müstakim üzere yaşamaya gayret ediniz.

Cezbe’ye gelince…

“Cezbe” kelime olarak celbetme, çekme manalarınadır. Tasavvuf ıstılahında / terminolojisinde ise cezbe; İlahî inâyetin iktizası olarak Cenab-ı Hakk’ın, kendisine gidilen yolda ihtiyaç duyulan her şeyi kuluna bahşedip çabası ve çalışması olmaksızın onu zâtına çekmesi ve yaklaştırması demektir. Velilerin ruhlarını Allah Teala’nın kendine çekerek onlara zikir ve vuslatın hazzını-zevkini-lezzetini tattırması gibi… [Bkz. el-Kâşânî. Abdurrazzak, Istılâhatu’s-Sûfiyye, Kahire 1981; el-Baklî, Şerh-i Şathiyat, 621]

Görüldüğü üzere ne lûgat ne de ıstılah bakımından cezbe’nin, sizin sözünü ettiğiniz değişimle-dönüşümle-oluşumla bir alakası yoktur.

Tasavvufta kulu Allah’a götüren yollar da asıl itibariyle ikidir:

Velâyet ve Nübüvvet yolu.

Fenâ, bekâ, cezbe ve sülûk gibi hususlar Velâyet yoluyla alakalıdır. Nübüvvet yolu yakınlığında ise bunlara yer yoktur. O da ayrı bir bahis, geniş bir mevzu… Merak ederseniz bkz. http://www.mollacami.com/node/14660

erkek, kadın, Cezbe, hayal, evham, gözü mavi, perhiz, ne lahana turşusu, yakaza, çekme, yaklaştırma,

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla

MollaCami.Com