Sorular | Soru sor

Kur'an ayeti

selamün aleyküm değerli hocam ben kuran ayetlerini anlamaya çaışıyorum kuranda rad 3. ayette bitkilerin iki çeşit olduğu yazıyor bazı alimler bu meyvaların çiçeklerinde dişi ve erkek olduğu anlatılıyor bu ayet bitkilerdeki döllenmeyi haber veriyor diyor bazı alimler ise bu ayette meyvaların iki çeşit sınıf olduğunu belirttiğini söylüyor diyor hangi görüş doğrudur hocam cevap verirseniz çok memnun olurum allaha emanet olun hocam

Ve aleyküm selâm.

Değerli kardeşim;

Bahis mevzuu ayet-i celilenin muhtelif bazı meal ve tefsirlerdeki açıklamalarını aşağıda nakletmeye ve sorunuzu cevaplamaya çalışalım.

1) Güvenebileceğimiz meallerin hemen hepsinde ifadeler birbirine yakın, hatta sonuç itibariyle aynı sayılır. Bunlardan birini örnek olarak zikredebiliriz. Mesela Ömer Nasuhi Bilmen merhum, “…onda meyvelerin hepsinden ikişer çift yetiştirmiştir” diyor. Diğerleri de “çift-çift”, “çifter-çifter”, “erkekli dişili çifler” ve benzeri ifadeler kullanmışlar... Ki doğrudur, ayetin ibaresi bakımandan herhangi bir problem söz konusu değildir.

***

2) Bazı tefsirler ise şu açıklamalara yer vermişlerdir: “O, orada her meyveden çifter-çifter yarattı; tatlı-ekşi/acı, siyah-beyaz, sarı-kızıl/kırmızı, küçük-büyük gibi…” [Bkz. Bursevî, İsmail Hakkı, Tefsîru Ruhu’l-Beyân, 4, 339; Kitâbun Mecmûatün mine’t-Tefâsîr (el-Beyzâvî, ve’n-Nesefî, ve’l-Hâzin, ve İbnü Abbâs), Dâru İhyâu’t-Türâsi’l-Arabî, Beyrut/Lübnan, yyy., 3, 466-67]

Görüldüğü üzere bu kadim (eski/önceki) müfessirlerimiz (rahımehumullah) erkeklik ve dişilikten bahsetmiyor, meyveleri kendi içlerinde sınıflandırıyorlar. Ama bu da doğrudur ve normaldir elbette. Çünkü yaşadıkları devirdeki ilmî gelişmeler, nebatat/botanik üzerindeki çalışmalar, araştırmalar, bugün gelinen noktada değildi... Meyvelerin/bitkilerin erkek ve dişi oluşu ve bunlarda rüzgârların aşılayıcı bir rol oynaması, ancak son asırlarda anlaşılmış bir meseledir. Bütün bitkilerin çiçeklerinin erkek ve dişilik ihtiva ettiği (çift olduğu) ve erkeğin dişiyi aşılamasıyla meyvelerin meydana geldiği anlaşıldıktan sonra, bu işte rüzgârın rol oynadığı da ortaya çıkmıştır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de buyrulmuştur ki: "Rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik…” [Hicr suresi, 22; bkz. Elmalı’lı, Hak Dini Kur'ân Dili, 4, 3053-54]

Hasılı, tefsir ve te’viller doğru olmakla birlikte, belirtmeye çalıştığımız şartlar dolayısiyle eksik sayılabilir. Bunu da sonraki devirlerde gelen âlimlerimiz (Rabbim cümlesinden razı olsun) tamamlamaya çalışmışlar... Zaten Kur’an’ın manası, kıyamet sabahına kadar tazeliğini koruyacak, ilmî ve teknik alandaki hemen her gelişme de bize, onun inceliklerinden haber vermeye, anlamamıza yardımcı olmaya devam edecektir.

***

3) Son olarak asrımızın büyük âlim ve müfessiri Elmalı’lı Muhammed Hamdi Yazır merhuma kulak verelim… Ve meseleyi onun enfes tefsir ve te’villeriyle noktalayalım. Diyor ki:

“Meyveleri hepsinden onda (o arz’da/yeryüzünde) çift eş (iki çift) de yaptı. ‘Zevceyn’; yani iki zevc, erkek ve dişi iki ayrı cinsten meydana gelmiş çift demektir. Bunun bir de ayrıca ‘isneyn’ diye ‘iki’ sayısiyle sıfatlanması, te’kid veya ikişer-ikişer anlamına tevzi edilmiş olduğu söyleniyorsa da, bunun bir bölünme olması daha açıktır. Şöyle ki:

Her meyvenin çiçeğinde, hayvanların erkek ve dişisi durumunda bir çift eş vardır ki, o meyve işte bunların çiftleşmesinden ve döllenmesinden meydana gelir. Nitekim ‘Bir de ilkah edici rüzgârlar gönderdik’ [Hicr suresi, 22] buyrulmuştur.

Sonra bu ‘zevceyn’ de ayrıca iki kısımdır:

- Bir kısmı erkeği başka kaynakta, dişisi başka kaynakta olmak üzere ayrı-ayrı iki ağaçta bulunur. Mesela incirin erkeği başka ağaçta, dişisi başka ağaçta olur…

- Bir kısmı da hem erkeği, hem dişisi aynı çiçekte bulunur. Çiçek, erkekli ve dişili bir hünsa (çift cinsiyetli) şeklinde açar ve döllenmeyi kendi bünyesi içinde yapar; çoğunlukla çiçekler böyledir…

İşte ‘zevceyn’ tabiri ile her meyvede çiftleşen genel olarak erkekli dişili çiçekler kastedilmiş, ‘isneyn’ tabiri ile de bunların iki çeşit olduğu ifade buyurulmuştur.

Hurma ve incir gibi bazı meyvelerin erkeği-dişisi bulunduğu ve meyve hasıl olması için bunların telkihi, yani döllenmesi gerektiği ötedenberi bilinen bir olay olduğu halde, öteki çiçeklerin de erkekli ve dişili olarak bu döllenmeyi kendi bünyesi içinde yaptığı gerçeği yakın zamanlara kadar bilinmiyordu. (Bu durum), son zamanlarda mikroskopların icadı ile bitkilerin fizyolojisi tetkik edildikten sonra ortaya çıkan ve anlaşılan bir meseledir. Onun için eski devirlerdeki tefsir âlimlerinin bu âyetle ilgili olarak ortaya koydukları görüş ve açıklamalar ibhamdan (müphemlik/kapalılıktan) uzak değildir: Bunu iki sınıf veya iki zıt anlama irca ederek hâs ve âmm gibi tefsire çalışmışlar; incir ve hurma gibi, öteki bütün meyvelerde de baba ve ana durumunda bir erkek ve dişi bulunduğunu genellikle hesaba katamamışlar. Bununla beraber Keşşaf ve Fahruddin Râzi'nin (rahımehumullah) ifadelerinde bu manaya yakın bir incelik vardır. Özellikle Râzi, bunu insanın yaratılış olayındaki Âdem ile Havva'nın durumuna benzeterek bütün ağaçlara ve bitkilere şamil olacak şekilde genelleştirmiştir ki, bu doğrudan doğruya âyetin kendi anlamından çıkarılan bir sonuçtur.

Şu halde biz bugünkü nebâtât (botanik) ilminin şahitliği ile anlıyoruz ki, bu âyetin bu cümlesinde başlıbaşına bir ilmî mucize vardır. Bu gerçeğin bin bu kadar sene önce Kur'ân'da haber verilmiş olması, Kur'ân'ın Allah kitabı, bunu getirenin de hak peygamber olduğuna doğrudan ve apaçık bir delil teşkil eder. "İşte bunlar sana kitabın âyetleridir ve sana Rabbinden indirilen haktır..." [Ra'd suresi, 1]

Şimdi düşünmeli ki, yeryüzünde ne kadar farklı ve çeşitli meyveler vardır... Hepsi aynı gökkubbe altında ve aynı yerde oldukları halde, her türü başka bir yaratılışta olan ve birbirine zıt birtakım özellikleri bulunan bu meyvelerin tamamının ortaya koymuş olduğu bu farklılık ve çeşitlilik, elbette yalnızca toprağın tabiatına bağlanamaz. Bununla beraber bu meyvelerden her biri kendi türüne ve kendi tohumunun tabiatına bağlanamayacaktır. Zira her meyve, her şeyden önce iki ayrı yaratılışta olan erkekli ve dişili bir döllenmeye muhtaçtır. Bu birleşme meydana geldikten ve ilkah (döllenme) sağlandıktan sonraki merhaleler/aşamalar tekdüze bir tabiat kanunu gibi ele alınsa bile yine de görülecektir ki, her meyvenin ilk iki eşi ile toprağın tabiatı arasında hiçbir ilişki yoktur… [Elmalı’lı, Hak Dini Kur’an Dili, Eser Kitabevi, İstanbul, yyy., 4, 2956-57

Evet, sonuç itibariyle bunlara ilave edilebilecek bir şey olmadığı açıktır. Umarım sorunuzun cevabı da tebellür etmiştir.

Bilmukabele fî emânillah…

bitkiler, Kur'an ayeti, Ra'd suresi 3. ayet, meyveler, iki çeşit, erkekli dişili çifler, tatlı-ekşi/acı, siyah-beyaz, sarı-kızıl/kırmızı, küçük-büyük, rüzgârlar, aşılayıcı,

Yorumlar (1)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla