Günahkâr Müslümanlar Cehennem'de ebedî kalmaz
Günahkar müslümanların cehenneme girip, cezasını çektikten sonra cennete gireceklerine dair delil nedir? Bazıları "cehennemlikler ebediyyen cehennemliktir, cennetlikler ebediyyen cennetliktir" diyerek müslümanın günahı çoksa ebediyyen cehennemde kalacağını yada hiç cehenneme gitmeyeceğini söylüyorlar. Bu hususta beni bilgilendirirseniz çok sevinirim. Allah razı olsun
Ehl-i Sünnet’in temel itikadî eserlerinden (manzum) Emâlî’nin 61’inci beyti şöyledir:
“Ve zû’l-îmâni lâ-yebkâ mukîmen / Bi-sûi’z-zenbi fî dâri’ş-tiâli” [Bkz. Şerhu’l-Emâlî, Li-Aliyyi’l-Karî, s. 44]
Manası: İman sahibi, günahlarının çirkinlikleri/kötülükleri sebebiyle alevlerin içinde (Cehennem ateşinde) ebedî olarak kalmaz.
Yani günahı kadar yanar, cezası bittiğinde Cennet’e girer. Kâfirler ise ebedî olarak kalır ve sürekli yanarlar, derileri yenilenerek azapları artırılır. “…Onların (kâfirlerin Cehennem’de) derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar!..” [Nisa suresi, 56]
Ehl-i Sünnet inancında büyük günah sahipleri tevbesiz olarak da vefat etse, Cehennem’de ebedî kalmaz. Mu’tezile ve Hâricîler buna muhaliftirler; çünkü onlar, kul günah işlemekle imandan çıkar diye inanırlar. İmandan çıkınca da elbette Cehennem’de ebedî kalır diyorlar.
Günahkâr ve tevbesiz gitmiş, İlahi afva da mazhar olamamış mü’minlerin Cehennem’de ebedî kalmayacağına dair Ehl-i Sünnet’in Kitap’tan delili: “Allah, kendisine şirk koşulmasını (şirki-küfrü) asla bağışlamaz; bundan başkasını, (mü’min olarak ölenin diğer günahlarını) dilediği kimse için bağışlar. Allah'a ortak koşan kimse büyük bir günah (ile) iftira etmiş olur” [Nisa suresi, 48] ayetidir.
Sünnet’ten delili, aşağıda nakledeceğimiz hadis-i şeriftir. Ebu Zerri’l-Ğıfarî (r.a) anlatıyor: “Bir kere Rasûlullah’a (s.a.v.) ziyarete gelmiştim. Rasûlullah (s.a.v.), üzerinde beyaz bir örtü bulunduğu halde uyuyordu. Döndüm, sonra yine geldim. Bu defa uyanmıştı. Rasûlullah (s.a.v.):
“Lâ ilâhe illallah deyip sonra bu ikrar ve iman üzere vefat eden hiçbir kul yoktur ki, o kul Cennet’e girmesin” buyurdu. Ben:
“O kul zina etse, hırsızlık yapsa da mı?” diye sordum. Rasûlullah (s.a.v.):
“Zina etse de, hırsızlık yapsa da” buyurdu. Ben (hayret ederek):
“Zina etse de, hırsızlık yapsa da mı?” diye sordum. Rasûlullah (s.a.v.):
“Zina etse de, hırsızlık yapsa da” buyurdu. Ben (üçüncü defa):
“Zina etse de, hırsızlık yapsa da mı?” diye sordum. Rasûlullah (s.a.v.):
“Evet, Ebu Zerr'in burnu (toprakta) sürtülse de bu böyle; (o kul zina etse de, hırsızlık yapsa da Cennet’e girecektir).” buyurdu. [Bu mânâ için bkz. İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, 10, 283]
Râvi (Ebu'l-Esved r.a.) der ki: Ebu Zerr (r.a.), bu hadisi her rivayet ettiğinde: “Ebu Zerr'in burnu (toprakta) sürtülse de bu böyle” der idi. [Bkz. Buhari, Sahih, Tevhid, 33; Müslim, Sahih, İman, 153-1543; Tirmizî İman, 18, Hadis no: 2644; İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık, 1, 45-46]
Sorunuzda geçen “Bazıları ‘cehennemlikler ebediyyen cehennemliktir, cennetlikler ebediyyen cennetliktir’ diyerek müslümanın günahı çoksa ebediyyen cehennemde kalacağını yada hiç cehenneme gitmeyeceğini söylüyorlar” cümlenize gelince…
Bu söz, yukardaki izahattan anlaşılacağı üzere Ehl-i Sünnet kıstaslarına uymaz. Bu husustaki inancımız özetle şöyledir:
Ölürken ahirete iman götüremeyenler ebediyyen Cehennemliktir. Zerre miktarı da olsa imanla gidenler, ne kadar günahkâr olursa olsun, tevbe edememiş ve mahza İlahi afva da mazhar olamamış bile olsalar, Cehennem’de ancak cezaları kadar azap görür, orada ebed’i kalmazlar, sonunda da Cennet’e girerler.
Hiç Cehennem’e uğramadan direkt/doğrudan Cennet’e girecek olan mü’minler ise, hayattayken en azından son anda da olsa kendilerine tevbe nasip olan ya da Cenab-ı Hakk’ın lûtfiyle günahları bağışlanan kullardır. İşte bu zümrenin (fıkra-i nâciye/kurtuluş fırkasının) Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat zümresi olduğu bazı âlim ve âriflerimizce ifade olunmuştur. Bu mübarek taifenin dışında kalan fırkaların ise, iman götürebilseler bile bazı günahları/hataları yüzünden, ancak Cehennem’e uğrayıp cezalarını çektikten sonra Cennet’e kavuşabilecekleri bildirilmiştir.
Rabbim cümlemizi ve bilcümle Ümmet-i Muhammed’i ve evladını, ne itikaden ne amelen ne de ahlâken (mezheben-meşreben) bu güzide cemaatin yolundan ayırmasın.
cehennem, günahkâr, Cennet, Müslümanlar, Ehl-i Sünnet, girme, yanar, kâfirler, ebedi, temel itikadî eserler, (manzum), Emâlî, 61’inci beyt, “Ve zû’l-îmâni lâ-yebkâ mukîmen, Bi-sûi’z-zenbi fî dâri’ş-tiâli”, Mu’tezile, Hâricîler,