Sorular | Soru sor

Hatm-i Hâcegân

HOCAM SELAM ALEYKÜM GEÇEN AKŞAM HOCA EFENDİ HATMİ HACEGAN HATİMLERİNDE RASÜLÜLLAH EFENDİMİZE 1 FATİHA 3 İHLAS I ŞERİFİ HEDİYEDE EDİLEBİLECEĞİNİ VEYA SİLSİLEİ SAADAT EFENDİLERİMİZE DİYEREKTE BAŞLANILABİLECEĞİNİ SÖYLEDİ AYRICA RASÜLÜLLAH EFENDİMİZE HEDİYE EDİLMEMESİ YÖNÜNDE MEKTUBATI ŞERİFTE BİR MEKTUP OLDUĞUNU BEYAN ETTİ KENDİSİNE SORAMADIM SİZİN BİGİNİZE BAŞVURMAK İSTEDİM TEŞEKKÜR EDERİM


Ve aleyküm selam kardeşim;

Sorduğunuz hususla alakalı olarak hocaefendinin söylediklerine ilave edilecek bir şey yok aslında. Olması/yapılması gerekini gayet net bir şekilde ifade etmiş. Gene hatırlattığı gibi, ikinci bin yılın müceddidi ve Silsile-i aliyyenin 23’üncü halkası İmam-ı Rabbani (k.s.) hazretlerinin bu hususta beyanları vardır. O açıklamalarda özetle şöyle denilmektedir:

"…Ölen mü’min için yapılan hayra, başkası da ortak edildiğinde, (şayet hayır-sadaka) kabul olursa, ölü o hayrın sevabından istifade eder...

“Ama başkasının ortak edilmemesi (sadakanın sadece kendisine tahsis edilmesi) halinde ise, hem sevabından hem de o hayrı Rasûlüllah Efendimize (s.a.v.) bizzat kendisinin götürüp sunması/arz etmesi sebebiyle, O’ndan (iki cihan güneşinden) gelecek olan feyizlerden-bereketlerden de faydalanır…

"Bu mana (yani yapılan hayrın sevabından istifade etme durumu), ölünün başkasıyla ortak kılındığı bütün sadakalarda vardır... Yani sadakaya başkalarının da ortak edilmesi durumunda ölü, bir sevap derecesine ulaşır… Ancak başkalarının ortak kılınmaması durumunda ise, ölü için bir değil iki derece vardır:

"1. Sadakanın derecesi…

"2. Kendisine verilen bu sadakayı başkasına/başkalarına da taşıma/götürme (hamallık) derecesi…" [el-Mektubat, 3, 28]

Ancak vaktiniz-fırsatınız olursa mektubun tamamını okumanızı tavsiye ederim. Ya da şu linke bir göz atınız: http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/629-hediye-usulu.html

***

Buna en basit ve en bariz örnek olarak günlük vazifelerimize, hatimlere ve saireye başlayacağımız zaman okuduğumuz 1 Fatiha 3 İhlâs-ı şerifeyi hediye ederken, "Silsile-i Sâdâtımızın ve hâssaten Hz. Üstazımızın mübarek ruhlarının makamına" diyerek, orada Rasûlullah Efendimizi (s.a.v.) zikretmememiz gösterilebilir. Çünkü onlar o hediyeyi aldıklarında zaten Efendimize (s.a.v.) götürüp arz ediyorlar…

Çıplak aklla düşündüğümüzde, öbür türlüsünün, yani Efendimizin (s.a.v.) başta zikredilmesinin doğru olacağı kanaatini taşıyabiliriz. Halbuki gördüğümüz-bildiğimiz üzere büyüklerimizin usûlü farklı; tertibi yukarıda zikrettik, sebebi de izah olunduğu gibi… Dolayısiyle öbür türlüsü de olmakla/yapılabilmekle birlikte, denilene denildiği şekil ve muhteviyatıyla uymak, tatbikatı o yönde yapmak her zaman işin en doğru, en isabetli ve de en kârlı olanıdır bu yolda...

sadaka, hatm-i hâcegân, İmam-ı Rabbani, bereket, ortak, istifade, Ölen mü’min, yapılan hayr, sevab, tahsis, hamallık, taşıma, sunma, feyiz,

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla

MollaCami.Com