Küfür, şirk ve günahlardan kurtulma, bu esnada geçen namazların kazası
hocam kafirlikten ve kafirlerden nasıl kurtulunur internette ben merak edilen soru ve cevaplar var kafirlikten kurtulma diye bir şey oda çok uzun ben onu hergün okuyamam bana daha kısa bir yolunu yada duası varsa veririmisiniz birde günahlardan kurtulma yada korunma duasını verirmisiniz küfürden inkarcılıktan nasıl kurtulunur yada korunulur hocam bunları bana açıklarmısınız birde şirk ve küfüre düşen insan hangi kazaları farzlarını yapmalıdır yani günahtan öncekimi sonrakimi kazaları nasıl yaparız bunu bana bir açıklarmısınız tövbenin kadere etkisi varmi hocam son olarakda şeytandan nefisten aklımıza gelecek hertürlü günahtan ve kötülükten nasıl kurtuluruz hocam duası ve kısa bir yolu varsa veririmisiniz hocam
Değerli kardeşim;
Sorularınızın benzeri daha önce sorulmuştu. Lütfen şu linke bkz. http://www.mollacami.net/soru-ve-cevaplar-1137.html
Bununla birlikte meselelerinize burada da kısa-kısa cevaplar vermeye çalışalım.
- Küfürden-kâfirlikten kurtulmanın tek çaresi, Kelime-i Şahadet’i veya Kelime-i Tevhid’i dille söyleyip kalben tasdik etmektir. Küfürden korunmanın, imanı muhafaza etmenin yolu da, bu mübarek kelimelerle sık-sık tazelemektir. Kâfirlerden (zarar ve ziyanlarından) kurtulmanın yolu da, onlardan uzak durmaktır. Onlarla samimi dost olmayacak, sadece gerektiği kadar, hayatın akışı içerisinde ihtiyaç miktarı münasebetin olacak. Yoksa her an için zarar görmen mümkün ve muhtemeldir.
- Günahlardan kurtulmanın yolu, daima pişmanlıkla tevbe ve istiğfarla temizlenmektir. Başka bir ifadeyle, aynı hataya bir daha düşmemek üzere pişman olacaksın, günahlardan yüz çevirip Hakk’a yöneleceksin, yaptığın hataların bağışlanması için de en kısa şekliyle “estağfirullâhe’l-azîm ve etûbü ileyk” diyerek istiğfar edeceksin. Bu manevi temizliği hiç aksatmamaya çaba göstereceksin.
- Şirk ve küfre düştükten sonra, Allah’ın lutûf ve inayetiyle tekrar hidayete dönüp imanını tazelemiş kişinin, geçirdiği bütün farz namazlar üzerine borçtur, hepsini de kaza etmesi lazımdır. Gerek daha önceki zamanlarda kılamadığı namazları olsun gerekse şirke-küfre düştüğü anlarda geçirdikleri olsun, tamamını kaza edecek. Aksi halde onlar borç olarak üzerinde kalır. Kaza gerekmez gibi farklı şeyler söyleyenlerin sözlerine kulak asmayınız. Onlar bizim mezhebimizle ilgili değildir. Özellikle Vehhabiler’in dile getirdikleri bir husustur. Onların görüşü öyledir. Bizleri ilzam etmez.
- Kader’de ne var ne yok biz bunu bilemeyiz. Bizim yapmamız gereken, mükellef olduğumuz kulluk vazifelerimizi -buna tevbe de dahil- eksiksiz yerine getirmektir. Ayrıca “kader” ayrı “kaza” ayrıdır. Bunları birbirine karıştırmamak lazım. Dua-niyaz-tazarru ve ilticalarla, verilen sadaka ve yapılan iyiliklerle meydana gelmesi muhtemel değişiklik ise, kader’de değil kaza’da olur. Onun da “mübrem” olanında değil “muallak” olanında meydana gelir, gelebilir. Ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.halisece.com/islami-yazilar-ve-makeleler/318-imanin-altinci-sarti-kadere-inanmak.html
- Şeytandan, nefisten, aklımıza gelecek her türlü günahtan ve kötülükten korunup kurtulmanın yegâne çaresi; onlara uymamak, yasak alanlara girmemek, Allah ve Rasûlü’nün yolunda yürümeye gayret etmekledir... Tabii bu esnada Cenab-ı Hakk’a da bizi koruması için sürekli dua-niyaz ve ilticalarda bulunmaktır.
uzun, şeytan, şirk, Kelime-i tevhîd, Kelime-i Şahâdet, istiğfar, kaza, tevbe, kader, kötülük, internet, hata, küfür, iman, nefis, günahlar, kâfir, kısa, yolu, muhafaza, estağfirullâhe’l-azîm ve etûbü ileyk, mübrem, muallak,