İmana zarar veren sözler
mekasıdut talibin kitabında küfre sebeb olan 99 maddenin dışındaki sözler ya günahtır veya sevaptır diyebilirmiyizyani küfre sebep olan maddeler 99 madde ile mi sınırlıdır gayri müslimlere herhangi bir iyiliğinden dolayı allah razı olsun demek imana zarar verirmi yani insan dinden çıkarmı?bir kişinin ağzından dine imana küfür lafzı çıktığını biliyorsun namaz kılmadığını biliyorsun belki tevbe etmiştir diye hüsnü zan besleyerek hayattayken allah razı olsun demek vefat ettiğinde allah rahmet eylesin demek küfre sebep olurmu? yani imana zarar verirmi?vefat haberini duyduğun herkese allah rahmet eylesin demek imanazarar verirmi? gayri müslimlere maşallah demek imana zarar verirmi?gayri müslimlere selam verip selam almak imana zarar verirmi? teşekkürler allah razı olsun
İfade olarak biraz da çorbaya dönmüş, tekrarlarla başı-ortası-sonu birbirine girmiş, oldukça itinasız/dikkatsizce kaleme alınmış sorunuzu toparlayıp belli ölçülerle ele almaya çalışalım. Okurların bilmesinde fayda mülahaza ediyorum; bizim burada cevaplarla meşgul olmaktan öte, ayrıca soru düzeltip düzenlemeye vaktimiz olmuyor. Siteye ayırabildiğimiz zaman, cevaplarla sınırlı. Onun için daha önce de mükerreren hatırlattığımız üzere, sorularınızı -lütfen- biraz daha dikkatli yazmaya çalışın, göndermeden önce de şöyle bir kontrolden geçirin. Çünkü bu soru ve cevapları malumunuz, sadece siz değil, siteye giren hemen herkes görecek, okuyacak.
Teşekkür ve duanıza, bilmukabele şükranlar ve hayır-dualar ederim.
***
Gelelim cevaplara…
- Hayır, küfre sebep olan sözleri muayyen ifadelerle/adetlerle sınırlamak isabetli olmaz. Oradaki maddeler, bu hususta mü’minlerin dikkatine arz edilmiş belli-başlı sözler ve örneklerdir. Ehl-i Sünnet akaidinde ölçü bellidir; bir söz küfrü mucipse, söyleyenin imanına zarar vereceği muhakkaktır. Mutlak manada söz konusu maddelerin dışındaki sözler ya günahtır ya da sevaptır demek yerine, küfür-iman, günah-sevap-mubah ölçülerini kullanmak daha doğru ve daha uygun olur. İbre neyi gösteriyor, hangisini işaret ediyorsa hüküm de ona göre olmalıdır. Yani şekil/kalıp/şablon yerine ölçüyü esas almak daha muvafık olur.
***
- Gayrimüslime/kâfire “Allah râzı olsun” denilmez. İmana gelmesini veya “Allah Teala’nın onu, râzı olduğu/olacağı hâle çevirmesini” istemek yani ona bu mânâda dua etmek ise caizdir. Ama mutlak mânâda kâfirin iyiliği için dua edilmez, zaruret olmadıkça selam da verilmez. Lakin gerektiğinde/ihtiyaç hâlinde, “Allah seni râzı olacağı hâle getirsin / hidâyet etsin” niyetiyle, “Allah râzı olsun” denilebilir; çünkü “kâfirin hidâyeti“ için dua etmek caizdir.
İhtiyaç ve zaruret hâlinde selâm da verilebilir. Aslında “selâm” da bir duadır, “Allah râzı olsun” anlamına da gelir.
Hâsılı, kâfire “Allah râzı olsun” diyen Müslümanın imanına bir zarar gelmez. Bunu söyleyene kâfir oldun, dinden çıktın denmez. Bu haksız ve çirkin bir itham olur. Zira yukarda da belirttiğimiz üzere bu duayı, onun hidayetini istemek manasına hamletmek münasip olur.
Bilindiği üzere Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, yaşayan kâfirlerin hidâyete kavuşmaları için dua etmiştir. Onların helâki/yok olması için dua etmesi istenildiğinde, “Ben lânet etmek için gönderilmedim” buyurarak, “Allah’ım, kavmime hidayet et; onlar bilmiyorlar/tanımıyorlar” diye Cenab-ı Hakk’a niyazda bulunmuşlardır. Başka bir zaman da, “Allah’ım! Bu dini, Ömer bin Hattab ile yahut Amr bin Hişam (Ebu Cehil) ile kuvvetlendir” diye dua etmişlerdir. Hazret-i Ömer (r.a.) bu dua vesilesiyle Müslüman olmuştur. Buna benzer daha pek çok misâller vardır.
***
- Evet, hayatta olan gayrimüslimlerin / kâfirlerin hidâyete ermeleri için dua edilir. Fakat, öldüklerinde iman götürmedikleri kesin olarak bilinen kâfirlere rahmet ve mağfiret duasında bulunmak caiz değildir, küfürdür. Çünkü kâfirlerin hiç affolunmayacağı, ebedî Cehennem’de kalacakları Kur’an-ı Kerim’de şöyle bildirilmektedir: “(Kâfir olarak ölüp) Cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra, akraba dahi olsalar, (Allah'a) ortak koşanlar için af dilemek (Allah’tan rahmet ve bağış istemek) ne peygambere yaraşır ne de inananlara.” [Tevbe suresi, 113] Böylece kâfirler için dua etmek yasaklanmıştır. Bunu bilerek onların affı için dua etmek ise, -hâşâ- Allah Teâlâ’nın fermanına inanmamak olur.
***
- İyilikte bulunan gayrimüslimlere karşı en uygun muâmele, nezâketen “teşekkür ederim” ifadesini kullanmaktır.
Topyekün insanlık için faydalı çalışmalar ortaya koyan gayrimüslimler için yapılacak dua da, onların hidâyetini istemektir. Mesela, “Eğer kabiliyetleri varsa Allah ona/onlara hidâyet nasip etsin” tarzında dua edilebilir.
***
- “Mâşâallah” terkibi Müslümanlar arasında, hem beğenme ve övgüyle birlikte nazardan sakınma tabiri olarak… Hem de varlığı ve görülmesi şaşkınlık, memnunluk uyandıran kimse veya nesne hakkında kullanılır. “Allah’ın dilediği şey, Allah ne isterse” demektir. Aslı ise, “Allah’ın isteği/dilediği olur” manasına gelen “Mâşâallahu kâne”dir.
Gayrimüslimlere “maşâallah” demenin hükmü de yine niyete bağlı olarak farklılık arzeder. Bununla kişi, gerçekten o kâfire bir zarar gelmemesini murad ederse, mü’min kardeşine yapması gereken bir duayı gayrimüslime yaptığı için doğru bir iş yapmamış olur ki, imana zarar vermese bile vebâlden uzak olacağı düşünülemez. Ama gene bununla da “Allah râzı olsun”da olduğu gibi, onun hidâyet bulması, Allah dilerse ona da hidâyet edeceği gibi bir temenni kastedilirse, caiz olabilir. Fakat münasip olan; hakiki iman sahibi şuurlu Müslümanların, bu ve benzeri te’vil gerektiren netameli/sıkıntılı/sakıncalı söz ve davranışlardan uzak durmasıdır. Düz yolda ve tehlikesiz yolda yürümek varken, patika yollara sapıp sendelemenin bir anlamı da faydası da olmasa gerek!
ölçü, teşekkür, İmana zarar veren sözler, küfrü mucip, Ehl-i Sünnet akaidi, ibre, şekil/kalıp/şablon, kâfire “Allah râzı olsun” denilmez, “kâfirin hidâyeti“ için dua etmek caizdir, Hazret-i Ömer (r.a.), af dilemek, nezâket, Mâşâallah, Düz yol, patika, sendeleme,