Tesettürsüz dolaşmanın cezası
merhaba hocam. cevabını bulamadığım bir soru var. bir söz duydum. Dışarıda açık seçik bir şekilde tesettürsüz bir şekilde başı saçı ziynetleri açık bir şekilde dolaşan kadınlar dışarıda olduğu süre içinde ne kadar erkeğin dikkatini çekmişse o kadar erkekle zina etmiş hükmündedir deniliyor. ne kadar erkeğin kendisine harama bakmasına vesile olduysa o kadar erkekle zina etmiş hükmündedir deniliyor. bu doğru mudur? peygamberimizin bu konuda bir hadisi şerifi var mı? beni bu konuda aydınlatırsanız minnettar olurum.
Merhaba.
Evet, açık-saçık gezmek, İslâm’ın örtülmesini emrettiği yerleri setretmemek günahtır, lânetlik bir cür’ettir. Fakat, öyle bahsettiğiniz gibi bir hüküm söz konusu değildir. Kendi kafamızdan da hüküm uyduramayız. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır:
“Allah Teala (başkasının avret yerine) bakana da, (kendi avret yerine) baktırana da lânet etsin.” [Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, Hadis no: 19162]
Bu husustaki bir diğer rivayet de şöyledir: “Bilesiniz ki, Allah Celle celâluhu (başkasının avret yerine) bakana da, (kendi avret yerine) baktırana da lânet etmiştir.” [Ali el-Müttakî, a.g.e., Hadis no: 26634]
Hadislerde lânetle anılan bundan başka kötü hasletler de vardır. Bu lânetle anmalar, Allah Teala’nın rahmetinden tamamen mahrum kalmak manasında değilse de, yapılan işin Mevlâ-yi zû’l-Celâl’in rahmetinden uzaklaşmaya sebep olacak bir kötülük ve isyan olduğunu gösteren ikazdır, uyarı ifadesidir.
***
Cemiyette, çarşı-pazarda, sokakta açık-saçık gezen bir kadın, hem kendisi günaha girmekte hem de başkalarının günah işlemesine sebep olmaktadır. Bu itibarla, herkes kendi günahını yüklenmekle birlikte, o kadın, -kendi günahına ilaveten- günah işlemelerine/göz zinasına yol açtığı insanların vebâli kadar da ayrıca günah yüklenmiş olmaktadır.
Ve yine tesettürsüz kadın, günahı alenen işlediği için, fâsık-ı mütecâhir durumuna düşmekte... Yani, günahını başkalarına da açıklamakla kötü örnek olmaktadır.
Şüphesiz ki günahın gizlisi de açığı da kötüdür/fenadır; cezası/azabı vardır. Fakat günah açıkça işlenirse veya gizli yapılmış olan günahlar başkalarına da anlatılırsa, bu, ‘günahları yaymak ve teşvik etmek’ demek olur. İşte bu çirkin huy, ayrı bir günah ve büyük bir cürümdür, vebâldir. Bu gibilerin şerlerinden insanları uyarmak maksadıyla dinimizde, bunların gıybet edilmeleri bile caiz görülmüştür. Bir hadis-i şerifte (mealen); ‘Bir hata, bir kabahat gizlice yapılmış olunca zararı yalnız onu yapana ait olur. Fakat alenî yapılır da menedilmez ise, zararı âmmeye/herkese dokunur’ buyrulmuştur.
Her ne kadar açık-saçık gezene kâfir dememek gerekir ise de, açık gezen kadının zamanla kalbi kararır, bu günahından dolayı içi sızlamazsa, iman nuru da zayıflayıp -Allah korusun- bir gün tamamen sönüp yok olabilir.
***
Açık-saçık gezmek, iffetsizliğe yol açan bir günahtır. Mevlâmızın, yaklaşmayın [İsra suresi, 32] buyurduğu zina fiiline yaklaştırıcı unsurlardan biridir. Bir kadın içki içse, kumar oynasa, hırsızlık etse, kocası, bunlardan vazgeçirmeye, onu ıslah etmeye çalışır. Fakat tesettüre riayet etmeyen, açık-saçık gezen kadını, iffetsizliğinde ileri giderse, kocası düzelmesine uğraşmadan hemen bırakabilme tehlikesi söz konusudur.
Harama bakmanın-baktırmanın günah olması, edille-i şer’iyyenin gerek zâhir gerekse bâtını ile sabittir. Aksi düşünülemez. Dindeki hükümleri Şâri’den başkası değiştiremez.
Mü’minler olarak böyle biriyle ilk karşılaştığımızda, imkân nisbetinde yüzümüzü olmasa da gözümüzü o hedeften uzaklaştırmamız lazım. Bâhusus şehevî duygularla kesinlikle bakmamamız gerekir ki, bu sakınma vâciptir. Fahr-i Kâinat Efendimiz (s.a.v.) bu hususta Hz. Ali’ye, “Yâ Ali, arka arkaya bakma! Birinci bakış hakkındır, fakat ikinci bakışta hakkın yoktur.” [Ebû Davud, Sünen, Nikâh, 43; Tirmizi, Sünen, Edeb, 28] buyurmuşlardır.
Bir başka hadis-i şeriflerinde de şöyle buyurmuşlardır: “Bir kadının güzelliği bir Müslümanın gözüne çarpar da ondan gözünü çevirirse, Cenab-ı Hak o Müslümana, lezzetini kalbinde duyacağı bir ibadet bahşeder.” [İmam ahmed, Müsned, 5, 264] Yani haramdan sakınmak vâcip olduğu için, her defasında güzümüzü sakındığımızda bir ibadet ecrini-sevabını kazanırız.
Ne büyük bir kazanç-mükâfat değil mi!
kazanç, iffet, rahmet, lezzet, teşvik, Tesettürsüz dolaşmanın cezası, Cemiyet, çarşı-pazar, sokak, açık-saçık gezmek, Allah Teala (başkasının avret yerine) bakana da, (kendi avret yerine) baktırana da lânet etsin, mahrum, uzaklaşma, cürüm,