Sorular | Soru sor

Cennet'e girecekler

Herhangi bir evliya için bu kesin cennetliktir denir mi?


Kur’an-ı Kerim’de hükümler şahıslara göre değil vasıflara göredir. Mesela iman edip salih amel işleyenlerin Cennet’te, inkâr ile kötü amellerde bulunanların da Cehennem’de olduğu/olacakları açıkça belirtilmiştir. Ölçü budur. Bizler de zahire/görünene göre hükmeder, ona göre konuşuruz. İşin aslını elbetteki Allah (c.c.) bilir. Hüküm onundur, nasıl isterse öyle yapar. Ama şunu da biliyoruz ki, O va’dinden (verdiği sözden) asla dönmez.

Bir Allah dostu için öyle bir sözün söylenmesine aslında gerek de ihtiyaç da yoktur, o bakımdan tamamen lüzumsuz bir laf! Ama söylenmişse de, biz onu söyleyenin, öyle ümit ettiğine hamletmemiz uygun olur o sözü… Nitekim mü’min olarak öldüğünü bilip öyle mülahaza ettiğimiz herkes için “merhum”, “Allah rahmet eylesin” gibi hayır dualarda bulunur, onun iyiliğine şahitlik etmek isteriz. Çünkü mü’minlerin iyiliğine şahitlik ettiği kimseler Cennet’te, kötülüğüne şahitlik ettikler ise Cehennem’dedir! Ölen kişi hakkında iyi şahitliği de, kötü şahitliği kabul eder Cenâb-ı Hak. Bu münasebetle ölüleri hayırla anmak, dinimizde sünnettir.

Enes bin Malik (r.a.) anlatıyor: “Rasûlullah'ın (s.a.v.) yanından bir cenaze geçirdiler. Sahabeler bu cenazeyi hayırla anıp övdüler. Rasûlullah (s.a.v.):

- ‘Vacip oldu’ dedi. Sonra başka bir cenaze daha geçirildi. Sahabeler bu cenazeyi de şer ile anıp kötülediler. Rasûlullah (s.a.v.) yine:

- ‘Vacip oldu’ dedi. Bunun üzerine Ömer (r.a.):

- Ne vacip oldu? diye sordu. Rasûlullah (s.a.v.):

- ‘Önce geçen cenazeyi hayır ile anıp övdünüz. İşte ona Cennet vacip oldu. Sonra geçen cenazeyi şer ile anıp kötülediniz. Ona da Cehennem vacip oldu. Çünkü sizler yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz’ buyurdu.” [Bkz. Buharî, Sahih, Cenaiz, 86; Müslim, Sahih, Cenaiz, 60]

Hz. Ömer zamanında da aynı hadise yaşanıyor. O da, geçen heri iki cenaze hakkında, "Kesinleşti" cevabını veriyor. Sebebini sorduklarında "Rasûlullah’ın (s.a.v.) söylediği gibi söyledim" diyor ve Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) sözlerini şöyle naklediyor:

- "Sizden dört kişi herhangi bir Müslüman hakkında hayırla şahitlik ederse, Allah Teala onu Cennet’e koyar." Bizler,

- "Bizden üç kişi böyle şahitlik ederse?" diye sorduk.

- "Üç kişinin şahitliği de aynıdır" buyurdu.

- "İki kişi?" diye sorduk.

- "İki kişi de" karşılığını verdi.

Sonra utandığımız için bir kişinin şahitliğinin de aynı olup olmadığını soramadık." [Buhârî, Sahih, Cenâiz:84; Nesâî, Sünen, Cenâiz:50; Ahmed, Müsned, 3:179, 186, 197, 245; İbn Hibbân, es-Sahîh, 7:292]

Zikri geçen hadislerde açıkça yer aldığına göre, Müslümanların ölen bir kişiyi iyi veya kötü olarak anmaları büyük önem kazanıyor. Çünkü ölen o kişinin dini hayatını, amelini ve nasıl bir ömür geçirdiğini yakından görmüşler, o kişi hakkında onlarda müsbet ve menfi yönde bir kanaat oluşmuş. Ona göre o onun İyiliği veya kötülüğü hakkında açıklamada bulunmuşlardır.

***

Meselenin bir başka veçhesi de, ölen bir insanın akıbeti hakkında kesin konuşmamaktır. Allah’ın rahmetinden ümit kesilmez, azabından da emin olunmaz. Mü’min, daima korku ve ümit arasında bulunur.

Hz. Âişe (r.anha) validemiz anlatıyor: Bir çocuk öldü, ben de:

- "Ne mutlu ona, Cennet kuşlarından bir kuştur" dedim. Bunun üzerine Nebiyy-i Ekrem (s.a.v.):

- "Bilmiyor musun ki; Allah Cennet’i de yaratmış, Cehennem’i de yaratmıştır. Bunun da halkı var, onun da halkı var" [Müslim, Sahih, Kader, 6] buyurdular.

Sonuç: Baştaki hadislerde yer alan meselenin, bir dua-niyaz ve temenni olarak anlaşılması gerekirken, bu hadis de çocuk da olsa, velî de olsa ölen bir insan hakkında kesin hükümden kaçınmanın doğru olacağına işaret etmektedir. Çünkü gerçek akıbetini ancak Allah (c.c.) bilir. Tabii bir de onun bildirdikleri…

evliya, Çocuk, Cennet, vasıflar, şahıslar, merhum, Allah rahmet eylesin, Vacip oldu, kesinleşti, sizler yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz, dört kişi, üç kişi, iki kişi, Ne mutlu ona, Cennet kuşlarından bir kuştur,

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla

MollaCami.Com