Kıble
selamlar hocam,aykları kıbleye doğru uzatıp yatmak günah mıdır?
Ve aleyküm selam.
Hemen belirtelim; yatarken de, uyanıkken de Kıble’ye karşı ayakları uzatmak mekruhtur / çirkindir, edebe aykırıdır, Allah Teala’nın sevmediği bir davranış biçimidir.
Dünya hayatında uyku, büyük bir nimettir. Kıymetini bilmek, iyi değerlendirmek gerekir. Cenab-ı Hak, “Uykunuzu size dinlenme (vasıtası-vesilesi) kıldık” [Nebe’ suresi, 9] buyuruyor.
Bundan dolayı uyku vaktini iyi ayarlamak, ancak ihtiyacımız miktarınca istifâde etmek de, unutmamamız gereken bir husustur.
Bir hadis-i şerifte, uykuyu ölümün küçük kardeşi olarak vasıflandıran Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.), bundan dolayı uyku ve ölümün Cennet’te bulunmadığına işâret buyurmuşlardır. [Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 2: 329]
İşte ölümün kardeşi olan uykuya dalmadan önce, o ânımızın da ibâdet içinde geçmesi için hazırlıklı bulunmakta büyük fayda vardır. Nasıl ki, ölmeden önce mümkün oldukça duâ, ibâdet, zikir, tefekkür ve hizmetlerimizle ona hazır olmaya çalışıyorsak, uykudan önce de aynı şekilde hazırlıklı bulunmak gerekir.
Evet, uyku bir istirahat vesilesidir, gün boyu yorulan vücut makinamızın dinlenmesine yardımcıdır, çok büyük bir nimettir.
O bakımdan uyumadan önce neler yapılması gerektiğini, nasıl bir hazırlık içinde bulunmak icap ettiğini Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) fiilî-tatbikî sünnetinden öğreniyoruz.
Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) yatağa girmeden önce abdest alır, bazı duâlar okur, cephesi / yüzü Kıble’ye gelecek şekilde (ayakları değil) sağ avucunu sağ yanağına koyar, tefekkür ve zikir halinde uykuya dalardı. Seher vakti de erken kalkar, huzû’ ve huşû içinde Rabbinin dergâhına yönelirdi.
Fahr-i Kâinat Efendimizin (s.a.v.) uyku ânı bizimkisi gibi değildi. Onun gözleri uyusa da, kalbi uyumaz, gaflet içinde bulunmazdı.
Kıble’nin önemine gelince…
Kıble cihetinin diğer yönlerden farklı olarak mukaddes bir mânâsı vardır. Şeâirden yani İslâm’ca mukaddes sayılan hususlardandır. Bütün Müslümanların hergün beş vakit namaz için durdukları bir yöndür. Her mü’minin sâdece ibadet için yöneldiği Kıble’ye tâzim etmesi, hürmet göstermesi gerekir. Kişinin şeâire/mukaddesata hürmeti de, takvası nisbetindedir. “… Kim Allah’ın şeâirini ta’zim ederse, (mukaddesata saygılı davranırsa), şüphesiz ki bu, kalplerin takvasındandır.” [Hacc suresi, 32] Bunu da unutmamak lazım. Bkz. http://www.halisece.com/islami-yazilar-ve-makeleler/160-islamda-tazimus-seair-mukaddesata-hurmet.html
Bu sebeple gerek yatarken, gerekse uyanıkken Kıble’ye karşı ayakları uzatmak mekruhtur, İslâm âdâbına ve Müslümanın edebine uygun düşmez.
Bilhassa yatarken mümkün oldukça Kıble’ye karşı ayak uzatmamak lâzımdır. Bu hususta Şair Nabi merhumun şiirini hatırlamak herhalde yeter de artar bile… Bkz. http://www.halisece.com/muhtelif/16-edebiyat/433-qburada-edepsizlikten-sakinq.html
Ancak yatağı başka türlü sermek mümkün olmuyor, ayak tarafı mecburen Kıble tarafına geliyorsa, bunda bir zaruret olduğundan mahzur olmaz. Yoksa bundan sakınmak gerekir.
takva, dinlenme, uyku, ayakları, kıbleye doğru, uzatıp yatmak, ölümün küçük kardeşi, şeâir, mukaddes, hürmet,