Sorular | Soru sor

Yemin

hocam sözlümden daha önce büyüğk bir şey sakladım ve sonrasında söyledim onla bişrlikte kurana el bastık tek bi yalan bile olmicagına yemine ttik ve öğünden berii hiç bişekilde yalan girmedi aramıza çok bağlıyız çok şükür sevgimiz çok kuvvetli ama dün bir kavga ettik ve çok sıradan bir konuydu bende daha fazla uzamasın tartışmayalım die arama babam yanımda dedim oysaki kardeşimdi yanımda olan napacagız şimdi ayrılma kararı verdi sırf bu yeminimiz için ben istermiydim öyle olsun çok çaresizim ne olur aydınlatın bizi yol gösterin

Dilerseniz meselenin öncelikle kabaca fıkhi yönünü ele alalım.

Görüldüğü üzere siz, bir haramı işlememek için yemin etmiş, ardından da o günahı yapıp yemininizi bozmuşsunuz. Peki bu nevi yeminler nelerdir? Bunlar;

- Farz olan bir ibadeti yapmak,

- Masum bir insanı ölümden kurtarmak,

- Ya da -sizin durumunuzda olduğu gibi- bir haramı terk etmek için yapılan yeminlerdir.

Bildiğiniz gibi yalan söylemek zaten haram olan bir şey ve büyük günahlardan. Bu tür yeminleri bozmayıp yerine getirmek farzdır, getirilemezse keffâretini ödemek bir borçtur. Çünkü Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.),

"Allah'a itaat etmek üzere yemin eden kişi itaat etsin, isyan etmeye yemin eden de isyan etmesin" buyurmuştur. [Bkz. Buhârî, Sahih, Eymân ve’n-Nüzûr, 28]

Bu kabilden yaptığı bir yeminin gereğini yerine getirmeyen kişi, günahkâr olmuştur; pişmanlık duygusiyle tevbe ve istiğfar etmesi icap ettiği gibi, ayrıca yemin keffâreti de ödemesi gerekir. Paranız-imkânınız varsa, on fakiri yedirin veya giydirin. Yoksa üç gün oruç tutun.

***

Meselenin öbür yönüne, yani bu sözünüzün “yalan söylemenin caiz olduğu” maddelere girip girmediğine gelince…

Müslim'de geçen bir hadis-i şerifte, "İnsanların arasını bulan ve hayır söz taşıyan yalancı değildir" buyurulur.

Hemen bunun yanı başında İbn Şihab (rh.) şöyle der: "İnsanların söylediklerinden hiç birinde yalana ruhsat verildiğini duymadım. Ancak üç şey müstesna: Harpte, insanların arasını bulmakta, kocanın karısına, karının kocasına söylediklerinde". [Müslim, Sahih, Birr, 27]

Tirmizî'de de Müslim'dekine benzer şu hadisler vardır:

"Yalan sadece üç yerde helâl olur: Kişinin karısını memnun etmesi hususunda, harpte, insanların arasını bulmakta", "İnsanların arasını bulmak için hayır söyleyen ya da hayır söz taşıyan yalancı değildir". [Tirmizî, Sünen, Birr, 26]

Bu hadislere dayanarak Kâdi İyâz (rh.) gibi âlimler, bu üç yerde yalan söylemenin caiz olduğunda ihtilaf olmadığını söylemişlerdir.

Ancak bu yerlerde söylenilebilecek yalanın, nasıl olduğu mevzuunda görüş ayrılığı vardır. Bazı âlimler; bu üç yerde her türlü yalan caizdir, bunların dışında da bir maslahâta binaen (yerine, icabına göre uygun ve faydalı ise) caiz olabilir. Meselâ yanında saklanan birisini öldürmek isteyen bir zalime, sorduğunda bilmiyorum demesi ittifakla vaciptir.

Mezmûm (zemmidilen-aşağılanan-ayıplanan) yalan, zararlı olan yalandır. Hz. İbrahim kırılan putlar için, "Belki onu bu büyükleri yapmıştır; onlara bir sorun bakalım, eğer konuşuyorlarsa, demişti”. [Enbiya suresi, 63] Karısını elinden almak isteyen zalimlere de, onun, kardeşi olduğunu söylemiş (içinden de dinde kardeşi olduğunu kastetmiş)'ti [Buhari, Sahih, Enbiya 8; İmam Ahmed, Müsned, 7, 244] derler.

Bazı âlimler de, “Yalan hiç bir yerde caiz olmaz. Bu üç yerde de ancak tevriyeli (kelimeyi birkaç manada birden kullanarak maksadı gizleme yoluyla), yani İbrahim aleyhisselâmın sözünde olduğu gibi doğruya da ihtimalı olacak şekilde caiz olabilir. Meselâ;

- Koca, karısına elbise, mobilya vs. sözü verir, içinden de, ‘imkân bulursam günün birinde alabilirim de’ diye düşünür…

- Veya kişi sevdiğine, dünyada bir tane olduğunu söyler ve bununla içinden bu sözün doğruluk yönünü düşünür.

- Harpte ise düşmana, misâl; ‘Başkomutanınız öldü’ der, bununla daha önce ölen komutanlarını kasteder vs... derler. [Bkz. e1-Mubârekfûrî, Tuhfetü'1-Ahvezî, 6, 69; Ahmed Davudoğlu, S. Müslim Tercüme ve Şerih, 10, 564; Tecrid, 9, 112 vd.] Ki, Taberî (rh.) bunlardandır.

Siz de ona, tartışmayı daha fazla uzatmamak adına, “arama babam yanımda” demek zorunda kaldığınıza göre, umulur ki bu durum, yalanın caiz olabileceği kısımlara girer ve inş. Mevlâ affeder, sözlünüz de bu iyi niyetinizden dolayı ayrılma kararından vaz geçer. Çaresizlikten kurtulur, rahatlarsınız.

keffaret, yemin, farz olan bir ibadeti yapmak, masum bir insanı ölümden kurtarmak, fıkhi yönü, bir haramı işlememek için yemin, yemininizi bozmuşsunuz, Allah'a itaat etmek üzere yemin eden kişi itaat etsin, isyan etmeye yemin eden de isyan etmesin,

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla

MollaCami.Com