Mürşid-i kâmiller
Selamün aleyküm..Acilen Mürşidi kamillerle alakalı bir ayeti kerime ve mealine ihtiyacım var.yardımcı olursanız sevinirim.hayırlı akşamlar..
Ve aleyküm selam. Size de hayırlı akşamlar…
İhtiyacınız olan cevabı hemen verip size yardımcı olmayı ve sevindirmeyi isterdim. Fakat burada soruları “âcil” kaydıyla değil, sırasiyle cevapladığımızı bilmenizi isterim. Sorunuzla ancak bugün muhatap olabildim ve cevaplamaya çalışacağım. Tabii ihtiyacınızın devam edip etmediğini bilmiyorum. Gerek görürseniz bakarsınız.
***
Yüce Mevlâ’mız, kitabımız Kur’ân-ı Kerim’de, bütün mü’minlere hitâben buyuruyor ki:
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun, ona (yaklaşmaya) vesîle arayın ve onun yolunda (zâhirî ve bâtınî düşmanlarla) mücâhede edin ki, felâha erebilesiniz (korktuklarınızdan emin, umduklarınıza nail olabileseniz).” [Mâide sûresi, 5/35; bkz. Hâzin, Mecmûatün mine’t-Tefâsîr, Hâşiye, 2, 278; Bursevî, İ.H., Tefsîru Rûhu’l-Beyân, ilgili ayet tefsiri]
“Vesîle”; yol, vâsıta, sebep mânâlarına gelmektedir. Binâenaleyh, kendisi ile arzu edilen bir maksada-gâyeye ulaşılan her şeye vesîle denildiği gibi, –bundan müsteâr olarak– gerek günahların terki ve gerekse işlenen ibâdet ve tâatlardan kendisiyle Allâh’a tevessül olunan her şeye de vesîle denir.
Bu âyet-i kerîmede geçen vesîle, tefsirlerde çeşitli şekillerde açıklanmıştır. Bunların başında da “mürşid-i kâmil” ve onunla yapılan “râbıta-i şerife” gelmektedir.
Âyet-i celîlede açıkça görülüyor ki; Rabb’imiz (c.c.) mü’minlere, kendilerini, Zât-ı ulûhiyetine yaklaştıracak “vesîle”yi arayıp bulmalarını emrediyor. Erbâbınca mâlumdur ki, mü’mini Allâh’a (c.c.) götüren yolların en üstünü, en kısa ve kestirme olanı da, râbıta yoludur. O da, kâmil ve mükemmil[1] bir mürşide[2] mürâcaat edip, mâneviyat yolunda onun rehberliğini-kılavuzluğunu kabul etmekle mümkündür.
Mevzu ile ilgili ayrıca bkz.
http://www.mollacami.net/soru-ve-cevaplar-222.html
http://www.halisece.com/rabita.html
http://www.halisece.com/aynul-hakika-fi-rabitatit-tarika.html
http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/985-salik-icin-mursidi-kamil-sartmidir.html
Dipnotlar
[1] Bazı te’lif ve terceme eserlerde yazıldığı gibi “mükemmel” değil, doğrusu “mükemmil”dir. Zira mürşidin sadece kâmil olması yani kendisinin olgunlaşıp mükemmel hâle gelmesi kâfi gelmez; ayrıca mükemmil de olması lâzımdır ki başkalarını da tekemmül ettirebilsin, kemâle erdirip mükemmelleştirebilsin.
[2] Mürşid, irşâd eden, gafletten uyaran, doğru yolu gösteren, kılavuz mânâsınadır. Tasavvufta tarîkat pîri, şeyhi demektir. Mürşidlik, Allâh’ın nûrunu, silsile ve Rasûlullah vasıtasiyle mü’minlerin kalblerine aşılamak, onları hak yolun yolcusu yapmak, kötü ve çirkin hareketlerden muhâfaza etmektir. Mürşidin gerçek kerâmeti ise, ümmet-i Muhammed’e hidâyet yolunu göstermektir.
mürşid-i kâmiller, Ey iman edenler! Allah’tan korkun, ona (yaklaşmaya) vesîle arayın, onun yolunda (zâhirî ve bâtınî düşmanlarla) mücâhede edin, felâha erebilesiniz (korktuklarınızdan emin, umduklarınıza nail olabileseniz),