Hürmet-i müsahare
1-Bugün annem uyumaya gitmeden önce beni yanağımdan öpmek istedi. Ben de hürmeti müsahere olur diye korktum. Şöyle ki bunları düşünürken o beni yanağımdan öptü, dudağını hissettim. İnsanın annesine şehveti olamaz ama insanlık icabı olsa gerek, heyecanlandım. Bu arada cinsel organım dahil tüm vücudumdan, üzerimden titremeye benzer bir şey geçti. Ancak cinsel organımda belirgin şekilde bir sertleşme olmadı. Belki öptüğünde insanlık icabı bir uyanma olacaktı ama ben kendimi zihinsel olarak müthiş baskıladığım için titremeye benzer bir şey oldu, bunu tam çözemiyorum.
Dudağını hissettim ve heyecanlandım ama hürmeti müsahere olamasın diye kendimi kastığımdan olacak benim cinsel organım belirgin şekilde sertleşmedi. Titremeye benzer bir şey oldu.
Şu durumda hürmeti müsahere olmuş mudur ?
2-Ben bekarım. 20 yaşındayım. Hanefiyim ama bu konuda Şafi\'yi taklit ediyorum. Annem babam hanefi, ancak nikahlarının Şafi\'ye uygun olup olmadığını bilmiyorum. Benim şu an ne yapmam lazım ?
3-Bu meselelerden anormal sıkılmış durumdayım. Bir annenin babanın çocuğuna dokunması öpmesi helal. Ama sürekli bir şey oldu mu ne olacak düşüncesi insanı bitiriyor. Şehvetim yok ki aileme nasıl olsun ? Ama insanlık icabı mı denir buna, biri yanağınızdan öptüğünde bunu hissediyorsunuz, belki bir uyarma da duyarsınız ama cinsel organınız sertleşmez. Cinsel organ sertleşmedikçe ufak hisler uyarmalar da mı hürmeti müsaheredir ? Ya da bu vesvese midir, gerçekten kendimi çok kötü hissediyorum. Bunu aileme açıklayamam, kabul etmezler, nikahlarını da yenilemezler.
Hemen belirtmekte fayda var; senin anlattıkların pek vahim, çok çirkin bir durum ve tam bir sapkınlık! Bunun başka bir kelime ile izahı mümkün değil. Batı kültüründe “ensest” tabir edilen çirkefliğin -en azından- öncüsü... Bu bizim ilim-irfan ve ahlâki değerlerimize taban tabana zıt bir hal. Rabbim, böylesi sapıklıklardan-sapkınlıklardan bilcümle Ümmet-i Muhammed’i ve evladını muhafaza buyursun.
Bu hususta Fetâvâ-yı Bezzâziyye’de şöyle denilir: “Bir baba ile kızı veya torunu yahut bir anne ile oğlu veya torunu arasında hürmet-i müsahare olursa, karı-koca birbirine ebedî haram olur”.
Siz diyorsunuz ki: “İnsanın annesine şehveti olamaz ama insanlık icabı olsa gerek, heyecanlandım. Bu arada cinsel organım dahil tüm vücudumdan, üzerimden titremeye benzer bir şey geçti. Ancak cinsel organımda belirgin şekilde bir sertleşme olmadı. Belki öptüğünde insanlık icabı bir uyanma olacaktı ama ben kendimi zihinsel olarak müthiş baskıladığım için titremeye benzer bir şey oldu, bunu tam çözemiyorum”.
Görülen o ki; sizin durumunuzda hürmet-i musahare oluşmamış. Çünkü dokunmayla hürmet-i musaharenin tahakkuku için, “dokunmada şehevî hissin bulunması gerikir. Bu da, erkekte tenasül organının hareketi, dikleşmesi; kadında ise kalbinin hareketi ve lezzet duymasıdır”. Ancak, madem ki bu derece kuşkucu birisin, endişe etmeyi gerektirecek bir durum söz konusu... O halde münasip bir dille ailene hürmet-i musahareyi anlatıp, o tür davranışlardan kaçınmaya, uzak kalmaya gayret etmelisin, etmelisiniz.
***
Dilerseniz meseleyi açmaya-açıklamaya devam edelim...
Bir erkek, kayınvalidesinin elini öperken şehvetlense, hürmet-i müsahare vaki olur. Hanımı kendisine ebedi haram olur.
Bir gelin de kayınpederinin elini öperken veya başka şekilde dokununca şehvet hasıl olursa yine hürmet-i müsahare hasıl olur. Yani bu kadına kocası ebedi haram olur.
Ancak bu hükümler Hanefî mezhebine göredir. Mesela Şâfiîlerde hürmet-i müsahare yoktur. Evli Hanefiler arasında hürmet-i müsahare oluşursa, sadece nikah ve talakta Şâfiî mezhebine göre nikahlarını tazelemeleri gerekir. Böyle bir ihtiyaç ve zaruret halinde sünnî mezheplerdenden herhangi birini taklit edebilir, caizdir.
İslâm hukukunda biraz girift bir mevzuu ve mezhepler arasında farklı şekilde mütâlâa edilen evlenmeye mâni bir hâl olan "sıhriyet-müsaharet", netice itibariyle "hürmet-i müsahare" iyi bilinmediği, tam araştırılmadığı zamanlarda birtakım yanlış anlamaya ve hatalı hükümlere varmaya sebep olabilmektedir.
Bilindiği gibi, evliliğe mâni haller; insanın annesi, kızı, halası, teyzesi gibi yakın akrabalar... Emilme (süt) yoluyla meydana gelen yakınlık.. Bir de evliliklerden sonra teşekkül eden akrabalıktır ki, buna "sıhriyet, müsaharet" denmiştir. Yâni, akrabalığa benzeyen bir yakınlık, bir vasıftır.
***
Esas itibariyle sıhriyet yoluyla meydana gelen haramlık şu dört sınıfta toplanır:
(1) Baba ve dedelerin hanımları olan üvey anne ve üvey nineler.
(2) Çocuk ve torunların hanımları olan gelinler
(3) Hanımın anne-babaları olan kayınvalide-kayınpederler.
(4) Üvey kızlar. Bir insan bu sınıfa girenlerle hiçbir şekilde evlenemez.
Müsaharet yoluyla haramlık, diğer bir ifâdeyle hurmet-i müsahare sahih akid denilen meşrû nikâh yoluyla olduğu gibi, mut'a nikâhı gibi fasit akidle ve zina yoluyla da sabit olur. Bu haramlık aynı zamanda dokunma ve bakma yoluyla da meydana gelmektedir.
Bu mesele Hanefî mezhebine göre şöyledir:
Zina yoluyla meydana gelen haramlık: Bir insan bir kadınla zinada bulunursa, artık o insan o kadının kızları, torunları ve annesiyle evlenemez.
***
Dokunma yoluyla haramlık şu şartların bir arada bulunmasıyla meydana gelir:
1. Erkek kadının bedeninin herhangi bir yerine dokunduğunda dokunulan yerde elbise olmamalı, çıplak ten olmalı...
2. Kadının üzerinde elbise bulunuyor, fakat dokunduğunda vücudun sıcaklığını hissediyorsa, elbise ince olduğu için sıcaklığına mâni olmuyorsa...
3. Dokunma kadının saçına ise, bu dokunma sarkan saça değil de başın üzerindeki saça olmuşsa...
4. Dokunmada şehevî hissin bulunması... Bu, erkekte tenasül organının hareketi, dikleşmesi; kadında ise kalbinin hareketi ve lezzet duymasıdır.
5. Alınan lezzetin dokunmaya yakın (o esnada) olması... Dokunduktan daha sonra lezzet alıyor, şehevî hissi uyanıyorsa; bu, haramlığa sebep olmaz.
6. Dokunulan kadının dokuz yaşından aşağı olmaması... Bütün bu şart ve haller bir arada bulunursa haramlık sabit olur, aksi takdirde birinin olmamasıyla hurmet-i müsahare gerçekleşmez.
***
Bakma yoluyla haramlığın meydana gelmesi için şu şartların bulunması lâzımdır:
1) Erkek, kadının tenasül uzvunun dâhiline / içine bakmış olması... Dış kısmına bakmasıyla haramlık sabit olmaz. Kadın da erkeğin tenasül uzvuna bakmasıyla haramlık meydana gelir. Fakat, gerek kadının, gerekse erkeğin birbirlerinin bedenlerinin diğer kısımlarına bakmalarıyla haramlık sabit olmaz.
2) Gerek erkekte, gerekse kadında bakarken şehevî bir his bulunması -dokunmada olduğu gibi- şehevî hisse işaret olan hallerin mevcut olması gerekir.
3) Birbirlerinin aynaya veya suya yansımış, aksetmiş olan uzuvlarının görüntüsüne bakmamış olması... Çünkü, aynadaki veya sudaki görüntüler hakiki olmadıkları için haramlığa (hürmet-i müsahareye) sebep olmaz. Fotoğraf ve filmdeki görüntüler de bu şekildedir. Hürmet-i müsahare oluşturmazlar.
4) Şehevî lezzetin bakıldığı anda duyulmuş olması, baktıktan sonra meydana gelmiş olmamasıdır. Hurmet-i müsahare, kişinin kayınvalidesine yukarıdaki şartların bir arada bulunması hâlinde dokunduğu veya baktığı hallerde de meydana gelir. Yâni, Hanefî mezhebine göre, bu durumda insanın hanımı kendisine ebedî olarak haram olur. Aynı şekilde bir insanın kadınlık vasfını hâiz olmuş olan kızına bu şartların mevcut olmasıyla baktığında veya dokunduğunda yine hanımı kendisine ebedî olarak haram olur.
Bu bakma veya dokunmanın kasden, bilerek olmasıyla unutarak, yanlışlıkla, zorlama ve uyurken olması arasında bir fark yoktur. Yine bu hususta ayık ile sarhoş, buluğ çağına ermiş olanla, mürahik yani buluğ çağma gelmiş olan ve akıllı ile deli arasında da bir fark bulunmamaktadır. Ayrıca haramlığı meydana getirecek şartların, yâni şehevî duygu ve belirtinin sâdece bir tarafta bulunması kâfidir. Her iki tarafta bulunmasına lüzum kalmaz. Yalnız bu meseleler Hanefî mezhebine göredir. Hanbelî mezhebine göre sadece "birleşme" hurmet-i müsahareyi gerektirirken; Şafiî mezhebine göre zina, dokunmak veya bakmakla hiçbir şekilde hurmet-i müsahare gerçekleşmez. Mâliki'ye göre ise, ancak şehvetle elini, yüzünü öpmesi halinde haramlık sabit olur. [Bkz. el-Cezîrî, el-Mezâhibü'l-Erbaa, 4, 63-68; Bilmen, Ö. N., Hukuk-ı İslâmiye ve Istılâhat-ı Fıkhiyye Kamusu, 2, 92-96; İbn Âbidin, Reddü'l-Muhtar, 2, 278-248]
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bu meselede gerektiğinde (mecbur kahınıp zaruret hasıl olduğunda) diğer hak mezhepler taklid edilip, onların farklı görüşlerden de istifâde edilebilir.
bakma, gelin, kayınpeder, kayınvalide, hürmet-i müsahare, baba ile kızı veya torunu, anne ile oğlu veya torunu, dokunma, lezzet duyma, şehevî his,