Günler
Selamün Aleyküm Hocam
Hocam pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi, pazar günleri arasında uğursuz gün var mı? Mesela bir işe başlanacağı zaman salı günü yapma işin sallanır gibi sözler batıl inanç mı? Cuma gününün Mübarek bir gün olduğunu biliyoruz peki tam tersi gün var mı? Teşekkürler. Hayırlı Günler.
Ve aleyküm selam.
İslâm’da günlerin, Salı günü dahil hiç birisinin uğursuzluğu diye bir inanç yoktur. Hayırlı bir işe başlayacaksan, hangi gün olursa olsun başla. Söylediğiniz o söz, tamamen bir hurâfedir, cemiyetimize Batı’dan ithal bir ucûbedir.
Bir günün veya bir yerin uğursuz sanılması-sayılması, Yahudilikte vardır. Keza Hıristiyanlıkta da, uğursuzluk inancı mevcuttur. Mesela Hıristiyanlar, Salı gününün ve 13 rakamının uğursuzluk getirdiğine inanırlar. Hristiyan dünyası, İstanbul'u kaybettiği 29 Mayıs 1453 Salı gününden itibaren yüzyıllarca bu günü uğursuzluk ile anmıştır. Gelin görün ki, Müslümanlarca uğurlu sayılması gereken Salı günü, nasıl olduysa, İstanbul’u fetheden Osmanlı’nın torunlarınca da uğursuz sayılır olmuş! Ne büyük gaflet!
Halbuki dinimizde uğursuz gün olmadığı gibi, uğursuzluk diye bir şey de yoktur. İmam Gazali (rh.) hazretleri, “Uğursuzluğa inanmak şeytandandır” buyururlar.
İmam Ahmed’in Müsned’inde, Hazret-i İkrime’den (r.a.) gelen bir rvayet şöyledir: “Rasûlullah (s.a.v.), gördüğü şeyleri hayra yorar, hiçbir şeyi uğursuz saymazdı”. Yine bir hadis-i şeriflerinbe buyurmuşlardır ki: “Bir hususta bir zanna kapıldığınızda, onu gerçekmiş gibi kabul etmeyin. Şeytan kalbinize hased duygusu attığında ona uyup zulmetmeyin. Bir şey hakkında uğursuzluk zannına kapıldığınızda buna kulak verip de işinizden geri kalmayın. Allah’a güvenin. Satmak için bir şey tarttığınızda fazlasıyla tartın.” [Süyûtî, Câmiü’s-Sağîr,1, 405]
İmam-ı Rabbani (k.s.) hazretleri de buyuruyor ki: “Günlerin uğursuzluğu, âlemlere rahmet olan Hz. Muhammed’in (s.a.v.) gelmesi ile bitmiştir. Uğursuz günler, eski ümmetlerde vardı. Hiçbir gün, başka günlerden üstün değildir. Cuma günü, Ramazan günleri ve diğer mübarek günlerin fazileti ise, Şâri’ onları üstün tuttuğu içindir. Yoksa mahiyet itibariyle gün olarak diğerlerinden herhangi bir farkları yoktur”.
İsmail Hakkı Bursevî (k.s.), Tefsîru Rûhu’l-Beyân’da, Tevbe suresi, 37. âyetin tefsirinde diyor ki: “Rasûlullah (s.a.v.) teşrif edince, günlerin, mü’minlere uğursuz olmaları kalmadı”.
Kısacası; herhangi bir şeyde bulunduğu zannedilen ve işlerin ters gitmesine sebep olacağı ileri sürülen bir tutum ve inançtan ibaret olan uğursuzluğun yüce dinimizde yeri yoktur.
Değişik çağlarda pek çok kişi ve cemiyetler çevrelerinde gördükleri bir takım eşyalarda, hayvanlarda ve hadiselerde uğursuzluk bulunduğuna inanmıştır. Çağımızda da bu uğursuzluk anlayışını üzerinden atamamış pek çok insan görülür. Bu tipteki insanlar, uğursuz olarak vasıfladıkları şeylerden, kendilerine bir kötülük ve zarar geleceği inancındadır. Daima bu nevi şeylerden uzak durmağa çalışırlar. Hiç bir dinî ve ilmî kaynağı olmayan "uğursuzluk" anlayışına sahip olan bu kimseler, hayatlarının her safhasında korku ve endişe içinde bulunurlar.
Aslında hiçbir şeyde uğursuzluk yoktur; hiçbir şey doğuştan uğurlu değildir. Uğursuzluk olsa olsa herkesin kendisinde, kendi inanç-düşünce ve anlayışındadır. Halk arasında sık sık kullanılan "uğurlu geldi" veya "uğursuz geldi" gibi sözler, birer zan ve kuruntudan ibarettir.
Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde, "İslâm'da teşe'üm (uğursuz sayma, kötüye yorma) yoktur; en iyisi tefe'ül (iyiye yorma)dır" [Buharî, Sahih, Tıb, 54] buyurarak, bu zararlı anlayışın İslâm'da bulunmadığını ifade etmiştir. Diğer bir hadiste ise şöyle buyrulmuştur:
"Eşyada uğursuzluk yoktur, safer ayında uğursuzluk yoktur, baykuşun ötmesinde bir uğursuzluk yoktur." [Müslim, Sahih, Selâm, 102]
N e t i c e
- Ay ve güneş tutulması,
- Köpek havlaması,
- Baykuş ötmesi,
- Kedi ve köpeğin yolda yürüyen bir kişinin önünden geçmesi,
- Merdiven altından geçmek,
- On üç rakamı,
- Salı günü işe başlamak veya yola çıkmak,
- Gece aynaya bakmak veya tırnak kesmek... gibi pek çok şeyde uğursuzluk bulunduğuna inanmak, asla doğru değildir. Bâtıl inançlardır, hurâfeden ibarettir.
Çünkü böyle şeylerde, ne iyilik ne de kötülük vardır. Bir eşyayı bir vak’ayı mutlaka bir şeye yormak gerekiyorsa, Âlemlere rahmet Efendimizin (s.a.v.) tavsiyesi istikametinde / doğrultusunda, iyiye yormak iktiza eder.
Cumartesi, teşe'üm, tefe'ül, günler, cuma, uğursuzluk, hurâfe, pazar, pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, "uğurlu geldi", "uğursuz geldi", Eşyada uğursuzluk yoktur,