Ana-babaya itaat
Hocam duydum ki ana babaya itaat Allaha nasıl itaat ettiğimizi gösteriyormuş.Konu hakkında bilgi verir misiniz?
Sevgili kardeşim;
Ebeveyne itaati kim emrediyor? Allah Teala değil mi?
Demek ki anne-babamıza itaat ettiğimizde aynı zamanda, hatta en başta Allah’a itaat etmiş, onun emrini yerine getirmiş oluyoruz. Yani bu davranışımız, O’na itaatimizin bir nevi nişanesi / göstergesi oluyor.
Ancak unutmamak gerekir ki, Allah’a itaat “mutlak”tır, O’nun dışındakilere itaatse, -kim olursa olsun, ister ebeveyn isterse devlet başkanı olsun- “mukayyet”tir. Allah’a isyan durumunda hiç birine itaat söz konusu olmaz. Fakat gene de onların kalplerini kırıp dökmeden, gönüllerini yıkmadan, tatlı dille anlatıp ikna ederek, istedikleri şeyin niçin olmadığını-olamayacağını anlatarak bunu yapmalıyız. İtaatsizliğimiz isyana dönüşmemelidir. Ne buyuruyor Mevlâmız:
“Rabbin kesinlikle emretti ki ancak kendisine ibadet edin, anne ve babaya iyilik edin. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanır ve düşkünleşirse, bezginliğini hissettirir şekilde onlara ‘öf’ bile deme, azarlama. Onlara güzel ve tatlı sözler söyle.” [isrâ suresi, 23-24]
“Allah'a ibadet edin (kulluk ve tâatte bulunun) ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.” [Nisa suresi, 36]
Görüldüğü üzere burada da yine bir önceki ayette olduğu gibi, “Allah'a şirk koşmayı yasaklama”nın hemen arkasından ana-babaya iyi davranma emrinin gelmesi çok mânidârdır; işin ehemmiyetini göstermektedir. Malumunuz, onların ardından da akrabaya, yetimlere ve yoksullara iyilik etmek geliyor ki, birçok âyet ve hadiste hararetle tavsiye edilmiştir. Burada komşu, arkadaş, yolcu ve el altında bulunanlar da iyilik (ihsan) edilecekler arasına alınmışlardır.
“Biz insana, ana-babasına iyilikte bulunmayı tavsiye ettik. Özellikle de anasını tasviye ederiz ki, o, kat kat zaafa düşerek ona hamile kalmış, emzirmesi de tam iki sene sürmüştür. Binaenaleyh; bana ve ana-babana şükret.” [Lokman suresi, 14]
Hâsılı bütün bu ayetler bize, Allah'a ibâdetten hemen sonra ikinci kademede ana-baba hakkının yer aldığını, onlara iyi davranmanın yine ikinci derecede bir ibâdet anlamı taşıdığını bildiriyor, haber veriyor.
Rasûlüllah Efendimiz (s.a.v.) de, “Büyük günahların en büyüğü, Allah'a ortak koşmak, ana-babaya karşı gelmek ve yalan yere yemin etmektir” buyurarak bunun açıklamasını yapmıştır. [Buharî, Sahih, Edeb, 6, İman, 16]
ibadet, mutlak, ebeveyn, en başta Allah’a itaat, ana-babaya itaat, mukayyet, kalplerini kırıp dökmeden, gönüllerini yıkmadan, tatlı dille anlatıp ikna ederek,