Sahabelere küfretmek
Hocam Yezid sahabe olduğundan ona sövmemeli olduğumuzu öğrendim.Siz ne dersiniz bu konuda? Yaptıklarına karşılık sessiz mi kalmalıyız.Sövmesek de en azından buğzetsek? Tavsiyelerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Sevgili kardeşim, hemen ifade edelim; bir defa Yezid sahabeden değildir. Çünkü o, III. Halife Hz. Osman Zinnûreyn’in (r.a.) hilafeti döneminde Rasûlüllah Efendimizin (s.a.v.) vefatından sonra dünyaya gelmiştir. [Kemaleddin Ebu'l-Beka Muhammed b. Musa el-Demirî, Hayatü’l-Hayavan, (Terc. el-Hac Abdurrahman b. İbrahim Sivasî) 2, 225]
Her ne kadar yaptığı iş lâneti hak ediyorsa da, bizler Ehl-i Sünnet mensupları olarak ona lânet etmeyiz. Sövmek zaten bizim işimiz olamaz. Elbetteki yaptıklarına kalben buğzederiz. Tasvip etmemiz asla mümkün değildir. Nitekim temel akaid kitaplarımızdan manzum Metn-i Emâlî’nin 39’uncu beytinde aynen şöyle deniliyor:
وَ لَمْ يَلْعَنْ يَزِيدًا بَعْدَ مَوْتٍ سِوَى الْمِكْثَارِ فِى الْاِغْرَاءِ غَالِ
Okunuşu: “Ve lem-yel’ân Yezîden ba’de mevtin * Sive’l-miksâri fi’l-iğrâi ğâlin”
Meali: “Seleften hiç bir kimse ölümünden sonra Yezid’e lânet etmedi. Ancak haddi tecavüz etmekte mübağa edenler müstesna”.
Dilerseniz bu mevzudaki kat’i sözü / hükmü, Hicrî ikinci bin yılın Müceddidi İmam-ı Rabbani (k.s.) hazretlerine bırakalım. Onun bu husustaki açıklamaları şöyle:
“...Saadetten uzak olan Yezid, sahabeden değildir. Onun saadet sahasından uzak olması mevzuunda kimsenin diyeceği aykırı bir şey de yoktur. Zira onun yaptığını Frenk kâfirleri bile yapmazdı. Şu var ki; bazı Ehl-i Sünnet âlimleri onun lânetlenmesi meselesinde kararsız kalmıştır. Bu âlimlerin kararsız kalmaları, Yezid’den veya onun işinden (yaptıklarından) razı olmalarından dolayı değil, bilakis belki pişman olup tevbe etmiş olabilir ihtimâlinden ötürü ihtiyattan (tedbirli-temkinli davranıştan) ileri gelmektedir”... [el-Mektûbat, Fazilet Neşriyat, İstanbul, yyy., 1, 54]
“...Fasıklar güruhundan olup saadetten mahrum olan Yezid’e lânet etme hususunda çekingenlik gösterilmesinin sebebi, Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’in kabul ettiği şu esasa dayanır:
‘Ebu Cehil ve karısı gibi kâfir olarak öldükleri (nassla) kesin olarak bilinen Cehennemlik kişiler dışında (bir insan görünürde), kâfir bile olsa, şahıs adı verilerek lânet okumak caiz değildir. Ancak bu, Yezid’in lâneti hak etmediği manasına gelmez. Zira, “Allah’a ve Rasûlüne eziyet edenlere, Allah, dünya ve ahirette lânet eder”. [Ahzâb suresi, 57; İmam-ı Rabbani, a.g.e., 1, 251]
“...Şeyhayn’in (Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer r. anhuma’nın diğer ashaptan üstünlüğünü) inkâr eden kimse, rezil-kepaze olan Yezid gibidir ki, âlimler ona lânet okumanın caizliği mevzuunda ihtiyaten tevakkuf etmişler (duraksamışlar)dır”. [İmam-ı Rabbani, a.g.e., 1, 266]
Netice olarak bizler de, İmam-ı Rabbâni (k.s.) hazretlerinin yolundan giderek onun nasihatlerine kulak ve gönül vermemiz, söylediklerine uymamız gerekir.
cehennem, lânet, İmam-ı Rabbani (k.s.), kâfir, selef, sahabeler, Yazid, küfr, sövmek, buğz, Metn-i Emâlî, Ehl-i Sünnet âlimleri, Ebu Cehil ve karısı,