Bütün rahatsızlıklar günahlara keffarettir
Hocam, uzun zamandır psikolojik sorunlar yaşıyorum. Bildiğim kadarıyla hastalıklar günahlara keffaret oluyor. Benim rahatsızlığım da kefaret midir? Cevap lütfederseniz çok memnun olurum. Syglar
Psikolojik problemler/sorunlar yaşamak… Bedenî hastalıklar, ruhi sıkıntı, dert-tasa, hüzün ve keder… Bunların hepsi de sabır gösterildiği, isyan edilmediği takdirde, elbette ya günahlara kefarettir veya manevi derecesinin yükselmesine vesiledir.
Abdullah ibn Mes'ûd (r.a.) anlatıyor: Ben, Rasûlullah (s.a.v.) şiddetli humma hastalığıyle sarsılırken huzuruna girdim ve:
- Yâ Rasûlallah, muhakkak ki sen, şiddetli bir humma hasta¬lığıyle sarsılmaktasın, dedim.
Rasûlullah (s.a.v.):
- "Evet, ben sizlerden iki kişinin yanması (harareti-ateşi) kadar yanmaktayım." buyurdu. Ben:
- Şübhesiz bu iki kat yanmanın, sizin için iki kat ecri vardır, dedim. Nebî (s.a.v.):
- "Evet, bu katlanmış hararetin mükâfatı da böyle katlanmış olur: Müslümâna bir diken batması veya daha küçük nevi'den bir ezâ (acı-ıztırap) isabet etmesi halinde, Allah muhakkak bu ezaya mukabil, onun seyyielerini ağacın kendi yapraklarını atması gibi keffâretleyip örter"[Müslim, Sahih, el-Birr ve's-Sıla; Müslim Terc., VIII, 40-42.] buyurdu.
Bu ziyadeliteki, ecrin katlanmasındaki illet; belânın ni'met, nimetin de belâ mukabilinde olmasıdır. Kimde Allah'ın ni'meti daha çok olduysa, belâsı da çok olur.
Fakat bu durum, bunlardan kurtulmak için tedavi olmamak anlamına gelmez. Mutlaka maddî-maevi çarelere başvurmalı, psikiyatra gitmeli ve tedavi yollarını aramayı ihmal etmemelisiniz. Tabii imkânlarınız nisbetinde…
***
Hiç hasta olmamak da pek övünülecek bir marifet değildir…
Bakınız Muhammed İbn İshak, Ebu Manzur denen Şamlı bir zattan naklediyor, bu da amcasından, o da Hadır'ın kardeşi Amiru'r-Ram'dan nakletmiştir. Amir der ki:
"Bizim için bayraklar ve sancaklar yükseltildiği zaman memleketimizde idik. Ben: "Bu nedir?" diye sordum. "Rasûlullah’ın (s.a.v.) sancağı!" dediler. Yanına gittim. Bir ağacın altında oturuyordu. Ashabı da etrafında toplanmıştı. Ben de yanlarına oturdum. Bir ara Rasûlullah (s.a.v.) hastalıklardan ve dertlerden bahsedip buyurdu ki:
- "Mü'mine bir hastalık gelir, sonra da Allah ona şifa verirse, bu hastalık onun geçmiş günahlarına keffaret, geri kalan hayatı için de bir öğüt/nasihat olur. Şayet münafık hastalanır, sonra da afiyet verilirse; o, sahibi tarafından bağlanıp sonra da salıverilen fakat niçin bağlandığını, niçin salıverildiğini bilmeyen bir deve gibidir." Efendimizin (s.a.v) etrafında oturanlardan biri:
- "Ey Allah'ın RasüIü, eskam (hastalıklar) nedir? Ben asla hiç hastalanmadım?" diye sordu. Rasülullah (s.a.v.):
- "Kalk! Sen bizden değilsin" buyurdu."[Ebu Davud, Sünen, Cenaiz 1, Hadis no: 3089]
***
Her türlü kaza-bela ve felaketlerde olduğu gibi, hastalıklara da sabretmek çok güzel bir haslet, mükâfatı da hesapsızdır.
Nitekim Ata İbn Ebi Rabah (rh.) şöyle anlatıyor:
"İbn Abbas (r. anhüma) bana,
- "Sana cennet ehlinden bir kadın göstermeyeyim mi?'' dedi. Ben de,
- "Evet göster!'' dedim.
- "İşte dedi, şu siyah kadın var ya, o, Rasûlullah'a (s.a.v.) gelip:
- "Ben saralıyım, (nöbet gelince) üstümü-başımı açıyorum; Allah'a benim için dua ediver (hastalıktan kurtulayım)'' dedi. Nebî (s.a.v.);
- "Dilersen sabret, sana cennet verilsin, dilersen sana şifa vermesi için Allah'a dua edivereyim'' dedi. Kadın,
"Öyleyse sabredeceğim; ancak, üstümü-başımı açmamam için dua ediver'' dedi. Resûlullah (s.a.v.) da ona öyle dua etti.''[Buhari, Sahih, Marzâ 6; Müslim, Sahih, Birr 54; Hadis no: 2576]
***
Hastalıklardan kurtulmak için Rabbimize (c.c.) duadan geri kalmamalıyız.
Hz. Enes (r.a.) anlatıyor: "Nebî (s.a.v.) şu duayı okurlardı:
"Allah'ım! Cüzzamdan, barastan (alaten hastalığı), delilikten ve hastalıkların kötüsünden sana sığınırım."[Ebu Davud, Sünen, Salat 367, Hadis no: 1554; Nesai, Sünen, İstiâze 36, Hadis no: 8, 271].
Psikolojik problemler, bedenî hastalıklar, ruhi sıkıntı, dert-tasa, hüzün ve keder, keffaret,