Nafileleri, kaza namazlarını evde kılmak...
Hocam, Peygamber Efendimiz “Namazınızın bir kısmını evlerinizde kılınız da oraları kabirlere çevirmeyiniz” buyurmuş. Kendisi farzın dışındaki namazları, sünnetleri genelde evinde kılmış. Oysa bugün uygulama farklı, sünnetleri hep camide kılıyoruz. Bu durumu ve bir de camide kaza namazı kılınıp kılınamayacağını açıklayabilir misiniz? (İsmi bizde saklı)
Evet, soruda zikrettiğiniz hadis-i şerif sahih kaynaklarda geçmektedir: Buhârî, Sahih, Salât 52, Teheccüd 37; Müslim, Sahih, Müsâfirîn 208, 209. Ayrıca bkz. Ebû Dâvûd, Sünen, Salât 199, Vitir 11; Tirmizî, Sünen, Salât 213; Nesâî, Sünen, Kıyâmü’l–leyl 1.
Bu mesele hakkında başka hadisler de vardır. Mesela Zeyd İbn Sâbit’ten (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Ey İnsanlar! Evinizde namaz kılınız. Zira farz namaz dışındaki namazların en makbûlü, insanın evinde kıldığı namazdır.”[Buhârî, Sahih, Ezân 81, İ`tisâm 3; Müslim, Sahih, Müsâfirîn 213. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sünen, İkâmet 186, 198]
Hz. Câbir’den (r.a.) gelen rivayet ise şöyledir: Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki:
“Biriniz farz namazını mescidde kıldığı zaman, o namazından evine de bir pay ayırsın. Zira Allah Teâlâ bu namaz sebebiyle evinde hayır yaratır.”[Müslim, Sahih, Müsâfirîn 210. Ayrıca bkz. İbn Mâce, Sünen, İkâmet 186]
***
Sünnetleri/nafile namazları evde kılmak daha faziletlidir. Rasûlullah (s.a.v.) Efendimizin beyanları böyle olduğu gibi, ekseriyetle böyle yaptığı da sahih rivayetlerle sabittir. Nitekim vakit namazını Mescid'de kıldırdıktan sonra çoğu kez Hane-i Saadetlerine çekilip sünneti evlerinde kılardı.
Kişinin farz namaz hâriç nafile namazları evinde kılması afdaldir… Farzlardan önce ve sonra kılınan sünnetler de buna dahildir, bunları ve diğer nâfile namazları evde kılmanın müstehap olduğu fıkıh kitaplarında zikredilmiştir.
Ama şayet camide kılınacaksa, cami içinde girip çıkanlara engel olmamak için direklerin arkasında kılmak daha uygundur. Safların arkasında durup nafile kılmak mekruh olur. Çünkü bu hal, cemaatin kalkıp çıkmasına engel teşkil eder. Saf arasında durup kılmak da mekruhtur.
Ancak camide imam namazda değilse, ortam müsaitse, herhangi bir yerde durulup nafile kılınabilir. Yeter ki girip çıkanlara mâni olacak bir durum olmasın.
***
Farz namazlardan sonraki sünnetleri, cemaat bulunduğu yerde kılablir... Lakin mümkünse bir adım ya ileri ya da geri atıp kılmak veya sağ ve sol tarafa biraz kaymak suretiyle yerine getirmek afdaldir. Kıyamet günü için lehindeki şahitleri çoğaltmak adına… Çünkü namaz için durduğu, ayaklarını bastığı her yer yarın kişiye şahitlik edecektir.
İmamın da farzı kılıp sünnete kalkınca böyle yapıp yer değiştirmesi sünnettir. Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin öyle yaptığı sahih ri¬vayetlerle sabit olmuştur.
Kısacası efdal olan; teravihnamazı hariç diğer sünnetlerin evde kılın¬masıdır. Çünkü Resûlullah (s.a.v) Efendimiz böyle yapardı. Diğer ilim adamları ise, bazen camide, bazen de evde kılınması daha uygun olur, demişlerdir. Sahih olan da budur. Ama her iki halde de ri¬yadan kaçınmak gerektir. [en-Nihaye – el-Fetâvâ’l-Hiddiyye; bkz. Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, 1, 390-391]
***
S o n u ç
Bir ibadeti başka zamanlarda yapmadığı halde sırf başkasına gösteriş olsun diye yapan kişiye riyâkâr denir. Bu hal, ibadetin Allah rızasından uzak, menfaat için, bir çıkar için yapılmasıdır. İbadetlerini Allah rızası için yapan kişinin riya ile işi/ilişkisi olmaz. Çünkü yaptığını dünyevi bir çıkar için yapmamaktadır. Ayrıca unutmamak lazım; aklımıza gelen bu nevi düşünceler şeytanın birer vesvesedir. Bunlara takılıp da ibadetten vazgeçmemiz yanlış olur.
Aslında camide her türlü nafile ibadet yapılabilir… Buna mutlaka riya karışacak diye bir şey söz konusu olmaz... Ancak riya karışma durumu olabilir diye gizli yapılması tavsiye edilmiştir.
Sünnetlerin unutulmaya yüz tuttuğu günümüzde, bunların açıktan yapılması, camilerde eda edilmesi özellikle farz namazların önünde ve sonunda kıldığımız nafilelerin/sünnetlerin evlerde ve gizli yapılmasından daha faydalıdır bile diyebiliriz. Zira bu vaziyet, o ibadetlerin hatırlanmasına, sorulup öğrenilmesine, neticede yayılıp yaygınlaşmasına vesile olur. Bu nevi unutulmaya başlayan sünnetleri, Müslümanlar arasında yaygınlaştırmak için, açıktan yapmakta bir mahzur olmaz. Mesela cemaate sorsanız; "evvabin, teheccüd, duha namazı kılıyor musunuz" diye?.. Kıldığını söyleyebilen kaç kişi çıkar acaba… Bırakın kılmayı adını bile duymayan çok Müslüman vardır bu nafilelerin...
Her insan vicdanen yaptığı ibadete riya karıştırıp karıştırmadığını kendisi pekala bilir, bilebilir. Eğer riya karışıyorsa, tabii gizli yapması daha uygundur. Yalnız bu hususta fazla vesveseye de fırsat vermemek gerekir. Çünkü şeytan, insanı ibadetten uzaklaştırmak için, vesvese vererek yaptığı ibadetin riya olduğunu telkin eder durur. Bu vesveselere de kapılmamak lazım.
***
Hasıl-ı kelam netice-i meram; beş vakit namaza ait sünnetler ile tahiyyetü’l-mescit dışındaki nafile namazları ve kaza namazlarını diğer insanların şahit olacağı şekilde camide kılmak yerine, evde kılmak daha doğru bir davranış olur.
Çünkü nafile namazları camide başkalarının göreceği şekilde kılan için, riya korkusu değilse de kokusu olabilir... Evinde veya diğer insanların görmediği bir yerde kılarsa riyadan daha emin olur.
Kaza namazlarını başka insanların göreceği şekilde camide kılmakta ise, kötü örnek olma tehlikesi vardır. Namazların camide kaza edildiğini gören bazı insanlar, namazı kazaya bırakmanın normal bir davranış olduğunu düşünmeye başlayabilirler.
Bu sebeplerden ötürü hem nafile namazları hem de kaza namazlarını imkan nisbetinde başkalarının görmeyecekleri yerlerde kılmak daha münasip, daha uygundur.
Nafileleri kaza namazlarını evde kılmak, Namazınızın bir kısmını evlerinizde kılınız da oraları kabirlere çevirmeyiniz, farz namaz dışındaki namazların en makbûlü, insanın evinde kıldığı namazdır,