Ta’ziye (başsağlığı dileme) âdabı, müddeti ve yas…
Hocam, cenaze sahiplerine taziyede bulunmanın adabı nedir, belli bir müddeti var mıdır, yas tutmak caiz midir? Bir de cenazeyle meşgul olanların kabristanda taziyede bulunabilirler mi? Tşk ederim
Ta'ziye, yakını vefat eden kederli bir Müslümanı ziyaret edip tesellide bulunmak, üzüntülerine ortak olmaktır.
Müslümanlar, din kardeşlerinin evlerinden cenaze çıkması hâlinde gidip onları ziyaret eder, başsağlığı diler, üzüntü ve kederlerini hafifletmeye çalışırlar.
Baş sağlığı ziyaretine gidildiğinde, “Allah ecrinizi artırsın, sabrınızı güzel eylesin ve mevtanızı bağışlasın” denilerek ta’ziyede bulunur. Başka ifadeler de kullanılabilir, mesela ölen için “Allah rahmet eylesin, sizlere de sabr-ı cemil nasip etsin” denilebilir.
Tâziye ziyaretleri, ilk üç gün içinde yapılmalıdır. Daha sonra yapılacak ziyaretler, zamanı geçmiş tâziye ziyâretleri olarak ifade edilir.
Üç günden sonra yapılacak ziyaretlerde vefatı sık-sık sohbet mevzuu yapıp derdi tazelemek uygun olmaz. Münasip bir lisanla bir kere tâziyede, baş sağlığı dileğinde bulunulur, sonra sohbet başka mevzulara kaydırılır.
Diğer yandan cenazenin defninde bulunamayan uzaktaki kimseler üç günden sonra da taziyede bulunabilirler.
Rasûlullah Efendimimiz (s.a.v.) üç güne kadar yas tutmaya izin vermiş ve şöyle buyurmuştur: “Allah’a ve Ahiret gününe iman eden kadına ölü için üç günden fazla yas tutmak helâl değildir. Ancak kocası için iddet süresi olan dört ay on gün yas tutması müstesnadır.”[eş-Şevkânî, Neylü'l-Evtâr, VI, 292]
Ta'ziye müddeti, acının katmerleşmesine engel olmak için 3 gün ile sınırlandırılmıştır.
Bir kardeşimizin vefat haberini ilk duyduğumuzda ise, “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” Allah acze ve celle sabır ihsan etsin” deriz.
Definden önce veya sonra ölüye ağlamak ittifakla caizdir. Ancak sesi yükseltmemek, çirkin sözler söylememek ve ağıt yakmamak gerekir. Çünkü oğlu İbrahim ölünce Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) de ağlamış… Yine kızının oğlu can çekişmekte iken kendisine arzedilince gözlerinden yaşlar boşanmıştır. Sebebi sorulunca da şöyle cevap vermiştir:
"Bu, Allah'ın rahmetidir; onu kullarının kalplerine koymuştur. Allah ancak merhametli olan kullarına rahmet eder."[Buharî, Sahih, Cenâiz, 44; Tevhîd, 25; Müslim, Sahih, Cenâiz, 12, 106]
Cenaze merasiminde hazır bulunanlar, cenaze sahiplerine kabristan dışında bir yerde taziyede bulunmalıdırlar; çünkü kabristanda taziyede bulunmak bid’at olduğu için mekruhtur.
Cenazelerin defninde bulunamayan kimseler, üç gün içinde münasip bir yolla taziyelerini yerine getirmelidirler. Bununla birlikte -yukarıda da belirttiğimiz üzere-, uzakta olup cenazenin defninde bulunamayan ve bi şekilde iletişim kuramayan kimseler üç günden sonra da taziyede bulunabilirler, onlar için bir sakıncası yoktur.
Ta’ziye, başsağlığı dileme, âdabı, müddeti, yas, ölü için üç günden fazla yas tutmak helâl değildir, katmerleşmesi, kocası için iddet süresi olan dört ay on gün yas tutması müstesnadır,