Sorular | Soru sor

İslâm’da ilk hastane ve ilk hemşire…

Soru: İslamiyette ilk kurulan hastane hangisidir, kadınlardan hemşirelik yapan olmuş mudur? Tşk ederim

İslâm'da ilk hemşire, hanım sahâbîlerden Rufeyde bint-i Sa'd’dir (r.anha). Hazrec kabilesinin boylarından olan Benî Eslem'dendir. Rasûlullah (s.a.v.) Efendimizin izniyle ilk hastaneyi kuran da odur. Sağlıkçılık, öteden beri onun aile mesleğidir

Rufeyde (r.anha) Yesrib'de (Medine) doğmuş ve hicretten önce orada yaşamıştır. Âilesi Benî Eslem'in ilk Müslüman olanlarındandır.

***

Hz. Rufeyde’nin (r.anha) İslâmiyetle Tanışması

Rufeyde (r.anha) da Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) gelmeden önce diğerleri gibi puta tapanlardan idi.

Onun İslâmiyet'le tanışması şu şekilde olmuştur:

Rufeyde’nin (r.anha) eşi Abdullât geçimini hurma satarak sağlayan birisi idi. Hurma satmak için Mekke'ye gittiğinde Mekke halkının sokaklarda, pazarda yeni bir din ve yeni bir peygamberden bahsettiklerini gördü. Ortaya çıkan bu yeni din Abdullât'ın çok ilgisini çekti. Geri döndüğünde bu yeni dinden eşi Rufeyde’ye (r.anha) da bahsetti. Rufeyde (r.anha) kendi inançlarına ters düşen bu dini ilk önce tepkiyle karşıladı. Çünkü başta babası olmak üzere tüm âilesi putlarla çok alâkalı ve falcılıkla uğraşan kimselerdi.

Abdullât baştan beri putlara ve fala karşı inancı zayıf ve bunlara sürekli eleştiriler yönelten birisiydi. Bu yüzden İslâm'ı çok mantıklı ve kendisine yakın buldu. Çok sevdiği eşi Rufeyde’nin (r.anha) da kendisiyle aynı şeyleri paylaşmasını istedi. Zamanla Rufeyde’nin (r.anha) kalbinde bir yumuşama oldu ve İslâm dini artık ona da çok mantıklı gelmeye başladı. Bunun üzerine bu yeni din hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmek için Yesrib pazarına Mus'ab bin Umeyr’in (r.a.) yanına gittiler.

Abdullât Mus'ab'a:

- "İyi günler Mekkeli okutucu Mus'ab bin Umeyr! dedi. Mus'ab tatlı bir güllümsemeyle:

- "Yesribli kardeşim, dediğin senin için de olsun... Bundan daha hayırlı ve daha bereketli bir selama ne dersin kardeşim?" dedi. Abdullât:

- "Hangi selam ey Mus'ab?" diye sordu. Mus'ab (r.a.):

- "Kardeşim! Şöyle dersin: 'es-Selâmu aleyke ve rahmetullâhi ve berakâtuhû' dedi. Abdullât:

- "Selam, rahmet, bereket, ne güzel selam ve ne güzel sevgi ve dostluk!" dedi. Mus'ab (r.a.):

"Kardeşim! Bu bize sevgiyi, dostluğu ve güzel konuşmayı öğreten dinimiz İslâm'ın selamıdır." dedi ve böylelikle Rufeyde (r.anha) ve Abdullât, dinimizde ilk olarak selamlaşmanın güzelliğini ve önemini öğrendiler.

Mus'ab (r.a.), Rufeyde (r.anha) ve eşi Abdullât'a İslâm dininin güzelliklerinden bahsetmeye devam etti. Rufeyde (r.anha) bu konuşmaları sükut içerisinde dinledikten sonra kendi mesleği olan sağlıkla ilgili sorular sormaya başladı…

Rufeyde (r.anha) Mus'ab'a şu soruyu yöneltti:

- "İslâm'da bizim tıp ve tedaviyle uğraşmamız uygun mudur?" dedi.

Mus'ab (r.a.) Rufeyde’nin (r.anha) sorusuna karşılık şu cevabı verdi:

- "Bu en yüce, en soylu ve insanlara en faydalı meslek ve vazifedir. İslâm bu soylu ve şerefli mesleği hurâfelerden ve bâtıl olan şeylerden arındırmak için gelmiştir" dedi.

Rufeyde’nin (r.anha) duymuş olduğu bu cevap ona çok tesir etti.

Rufeyde (r.anha) ve eşi Abdullât'ın bundan sonraki soruları İslâm'a nasıl gireriz yönünde oldu ve Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman oldular.

Abdullât kalbini Kelime-i Şehâdetle putlardan arındırdıktan sonra 'Lât'un kulu' anlamına gelen 'Abdullât' ismi yerine 'Allah'ın kulu' anlamına gelen 'Abdullah' ismini aldı. Daha sonra Abdullah (r.a.) bir müşrik tarafından şehit edilmiştir.

İslâm, Medine'de güçlenince Rufeyde (r.anha) kendini baba mesleği olan sağlıkçılığa adadı. Barış zamanında hasta olan Müslümanları tedavi etmekle uğraşırdı. Bu sebeple Rasûlullah (s.a.v.)'in mescidinin yanına hastalara bakmak için çadır kurmuştur.[İbn-i İshak]

***

Rasûlullah (s.a.v.) düşmanlarla savaşa başlayınca Rufeyde (r.anha) Bedir, Uhud, Hendek, Hayber ve diğer savaşlara yaralılara ilk yardım ve onları tedavi etmek suretiyle katıldı.

Hendek Savaşı'nda kabileler Medine'yi kuşattıklarında Rufeyde (r.anha) çadırını savaş alanının yakınına kurdu.

Siyer kitapları yüce Sahâbî Sa'd bin Muâz’ın (r.a.) koluna bir ok battığında Rasûlullah’ın (s.a.v.) ilk müdahalenin yapılması için onun Rufeyde’nin (r.anha) çadırına götürülmesini emrettiğini, onun da oku çıkarıp, kanamayı durdurduğunu ve hastayı tedaviye başladığını yazarlar. Rasûlullah (s.a.v.) o gün birkaç defa Rufeyde’nin (r.anha) çadırındaki yaralı Sahâbî'ye uğramış ve ona: "Geceyi nasıl geçirdin, gününü nasıl geçirdin?" diye sormuştu.

***

Ebu Hureyre (r.a.) anlatıyor: "Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: "Kim Allah rızası için bir arkadaını ziyaret eder veya bir hastaya geçmiş olsun ziyaretinde bulunursa, bir münadi ona şöyle nida eder: "Dünya ve ahirette hoş yaşayışa eresin. Bu gidişin de hoş oldu. Kendine cennette bir yer hazirladın."[Tirmizi, Sünen, Birr 67, Hadis no: 2009]

Hayber Savaşı'nda Rasûlullah’ın (s.a.v.) ordusu harekete hazırlanırken Rufeyde (r.anha) kalabalık bir Hanım Sahâbî (r.anhünne) topluluğunun başında gelip, onlara ilk yardım ve tedavi teknikleri hakkında bilgiler verdi, talim yaptırdı. Onlar savaşa katılmak için Rasûlullah’tan (s.a.v.) şu şekilde izin istemişlerdi:

- "Ey Allah'ın Rasûl'ü! Biz de seninle birlikte Hayber'e gitmek istiyoruz." Hz. Rasûlullah (s.a.v.) de onlara:

- "Allah'ın bereketi üzere!" diye cevap vermiştir.[Sîretü İbn-i Hişâm, 3, 341]

Bu savaşta sağlık işleri ile uğraşan birlik büyük yararlıklar göstermiştir. Bu birlikte yer alan kadınlar büyük gayret sarf etmişlerdir. Bu sebeple Rasûlullah (s.a.v.), Rufeyde’ye (r.anha) kılıcı ve atıyla dövüşen savaş erine verdiği kadar ganimetten pay ayırmıştı.

Yine o kadınlardan üstün durumda olanlara bir şeref gerdanlığı vermişti...

Ensardan Rufeyde (r.anha), bütün insanlık tarihinde eğitim görmüş hemşirelerin idare ettiği "Seyyar Sahra Hastanesi"ni kuran ilk kişidir. Rasûlullah (s.a.v.), Ashâbı'ndan birisi yaralandığı zaman; "İlk tedavisini yapması için onu Rufeyde’nin (r.anha) çadırına taşıyın, ben de onu sık sık ziyaret edebileyim" diyordu.[Tabakâtu İbni Sa'd, c. 8; Üsüdü'l-Ğâbe, 2, 373]

***

Enes (r.a.) anlatıyor: "Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: "Kim abdest alır ve abdestini mükemmel yapar, sevab umidiyle Müslüman kardeşini hasta iken ziyaret ederse, ateşten, yetmiş yıllık yürüme mesafesi kadar uzaklaştırılır."[Ebu Davud, Sünen, Cenaiz 7, Hadis no: 3097]

Rufeyde’nin (r.anha) cihâdı ilk yardım ve tedaviyle kalmamıştır. Onun geniş sosyal faaliyetleri de vardı. Rufeyde (r.anha) gerek fakir, gerek yetim, gerek çalışamayacak halde olan bütün yardıma muhtaç olanlara hizmete kendini adamıştı.

O, Müslümanların yetim kalan çocuklarının bakım ve gözetimiyle uğraşıyordu.

Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) devrindeki ilk yardım çadırı, "Rufeyde’nin (r.anha) çadırı" diye meşhur olmuştu.

Yine İslâm tarihi Rufeyde’ye (r.anha) İslâm'ın ilk hemşiresi ismini verme kararı almıştır. Devrimizde bizim, hatırasını ve çalışmalarını yaşatmak için İslâm dünyasındaki her sağlık enstitüsüne Rufeyde (r.anha) adını koymaya ne kadar çok hakkımız var. [İslâm'da İlk Hemşire Hanım Sahabi, Dr. Ahmet Şevki el-Fencûrî, Telkin Kitabevi]

Medine, tıp, İslâm’da ilk hastane ve ilk hemşire, Rufeyde bint-i Sa'd, Yesrib, Bedir, Hendek, Uhud, Hayber, çadır, tedavi, ganimet, pay,

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla

MollaCami.Com