Şirkten Korunma Duâsı
"Şirk" nedir, nasıl bir cürümdür/günahtır? Büyük günahların en büyüğü, Allah Teala'nın asla affetmeyeceğini bildirdiği bu günahtan korunmak için Cenab-ı Hakk'a nasıl dua etmeliyiz?
"Şirk", kelime olarak 'şerike' fiilinin mastarıdır, ortak olma demektir. Şirket de aynı kelimeden muştaktır/türemiştir.
Dinî anlamda şirk, Allah'a eş ve ortak koşma manasına gelir.
Bu fiilin dört harfli "if'âl" babındaki şekli "eşrake"dir ve ortak tanıma, ortak koşma demektir. Bu babın ismi faili olan "müşrik" de, ortak koşan kimseye ad olmuştur. (el-İsfahânî, el-Müfredât fî Garîbi'l-Kur'an, Mısır 1961, II, 259, "şe-ri-ke" md.)
Şirk, aynı kökten gelen kelimelerle birlikte, Kur'an'da yüzelliyi aşkın yerde geçmektedir.
Kur'an-ı Kerim'i incelediğimiz zaman, şirke düşen insanların şeytana, şeytanlaşmış ins ve cinlere, nefislerine tabi olarak tevhide karşı çıkmalarının neticesinde bu duruma düştüklerini görüyoruz. Bütün müşrik toplumlarda, genellikle ahlaksızlık, nefsanî duygular, zulüm, hırs, azgınlık, taşkınlık ve menfaatperestlik hâkimdir.
Şirkin temeli, insanların Allah'a tam manasıyle inanmamaları, O'nun emir ve yasaklarına gerektiği gibi uymamaları ve ondan sonra yukarıda arzedilen süfli/aşağılık bir duruma düşmelerine dayanır. Bu husus birçok âyette dile getirilmiştir (Bkz. el-A'raf, 7/80, 81, 85-86; Yusuf, 12/23, 25, 28-29-30-31, 35; el-Hicr, 15/3 vb).
Kur'an âyetlerinden başka, çeşitli hadislerde ve ilmî eserlerde de şirk mevzuuna geniş yer verilmiştir.
Allah'ın varlığına-birliğine ortak kabul etmek şirk olduğu gibi, kudret ve tasarrufunda mesela yaratmasında, yaşatmasında, rızıklandırmasında, ibdet edilmeye layık tek varlık olmasında eşi ve benzeri olduğuna inanmak, O'na ortak kabul etmek de şirktir.
Şirk'in diğer bir çeşidi de, yalnız Allah'tan beklenmesi gereken sonuçları, Allah'tan başka güç ve kişilerden beklemektir. Mesela hastalığını tedavi için sebeplere başvurup şifanın da doktor ve ilaçlardan olduğuna inanmak... Oysa onlar sadece sebep. Asıl şifayı veren, tedaviyi neticelendiren Allah Teala'dır.
Şirk'in zıddı tevhiddir. Bir kalpte tevhid varsa şirk yoktur, şirk varsa da tevhid ve iman yok demektir.
Tevhid, Allah'ın varlığını ve birliğini kabul etmekle beraber, O'nun tasarruflarında-yaptıklarında tek kudret sahibi olduğunu, hüküm ve irâdesinin her şeyin üstünde bulunduğunu kabul etmektir.
İslâm dininde tevhid esastır... Hemen hemen bütün ibâdetlerin ana gayesi çeşitli mevzularda Müslümanların arasında birliği sağlamaktır. Dünyanın her yerindeki Müslümanların aynı ezanı okumaları, ibadetlerinde aynı kıbleye dönmeleri, tevhidin birer nişanesi/göstergesidir.
Şirk bunun tam zıddıdır. Tevhid'in ana gayesi ve esas hedefi olan Allah'ın birliği hususundaki inancı zedelemek, O'na ortak kabul etmek, şirk ve büyük günahların en büyüğü kabul edilmiştir.
Cenab-ı Hak insanoğlunun bazı organlarını çift yaratmış; fakat tevhidin-imanın merkezi olan kalbi tek olarak halk etmiştir. "Allah bir adamın içinde iki kalp yaratmadı" [el-Ahzâb: 4] ilahi beyanıyla, bir kalpte iki ayrı inanç istemediğini bildirmiştir.
Allah'a inandığını söyleyen bir kişi, herhangi bir şeyi veya şahsı mâbutlaştırırsa, kalbindeki iman nurunu söndürmüş olur. Böyle bir girdâba/anafora düşen kimse, bedeni veya malı ile ne gibi ameller/işler yaparsa yapsın, o işten kimler faydalanırsa faydalansın, ahiret hayatında kendisi bunlardan istifade edemez. Nitekim hadis-i kudside şöyle buyrulmuştur: "Ben ortağın hayırlısıyım. Kim (inancında-amelinde-ibadetinde) benimle birlikte bir ortak tanırsa, yaptığı her şey o ortağım içindir." [Hafız el-Münziri, et-Terğîb, 1, 55]
İşte bu derece tehlikeli, büyük bir zulüm, büyük günahların en büyüğü olan şyirkten korunmak için, Rasûlullah Efendimizden (s.a.v.) rivayet edilen şu duayı sıkça okumak lazım.
"Allâhümme innî eûzü bike min en üşrike bike şey'en ve ene a'lemü ve mâ lâ a'lemü inneke ente'l-allâmu'l-ğuyûb." [Hâfız, el-Münzirî, et-Terğîb ve't-Terhîb, 1, 79; Benzer bir dua için bkz. A.g.e., Terc., Riyâ, 1, 95, Hadis no: 33]
Manası: Allah'ım! Muhakkak ki ben, herhangi bir şeyi Sana şirk/ortak koşmaktan, Sana sığınırım. Ve benim bildiğim, bilmediğim (idrâkim dahilinde idrakim dışında olan, gizli-açık her türlü şirkten Sana sığınırım.) Şüphesiz Sen, (Rabbim) Sen, bütün bilinmeyenleri bilensin."
Bu çok önemli duayı okumaya devam etmeli... Dualarımız arasında bu da mutlaka bulunmalıdır.