Kabristandan ot yolmak?..
Hocam; kabristanlıktan yeşil ot alan bir kişinin ömür boyu hüzün ve kederden kurtulmayacağını not etmiştik Nurulizah kitabımıza.. Hocalarımız söylemişti, ama malesef gençliğin ve ilk defa görmenin verdiği bi heyecanla bu yazdığım notu unutup, büyük bir zatın kabrinin biraz ilerisinde olan bir yeşillikten sırf şefaat olsun diye yaprak almıştım...Sonradan Nurulizah’taki notumu görünce yaprakları attım ama not kafamı baya meşgul etti, ve Allahü a’lem o zamandan beri sıkıntılar peşimi bırakmadı.. Üst üste evlilikler yaptım, hatalar yaptım ve bi şekilde sıkıntılarla gözümden gözyaşım eksik olmadı.. Artık mutlu olacağım ümidini kaybetmek üzereyim...Geçmişim peşimi bırakmayacakmış gibi geliyor.. Acaba o günkü yaptığımdan dolayı mı böyle oldu diyorum?.. Gerçekten böyle bir şey var mı? Yani yazılan doğruysa başka bir çaresi yok mu? Allah için yardımcı olursanız çok sevinirim hocam.. Vaktiniz için hakkınız helal edin şimdiden... Allah razı olsun hocam..
Değerli kardeşim;
Sizin de belirttiğiniz gibi ben de, “Kabristandan yeşil ot yolan bir kişinin ömür boyu hüzün ve kederden kurtulmayacağı”na dair herhangi bir yerde bir kayda rastlamış değilim. Şayet o hocanızla karşılaşma imkânınız-fırsatınız olursa, kendisine sorabilirsiniz... Kayda değer bir cevap alır, bizleri de haberdar ederseniz memnun oluruz.
Ancak bu mevzuda şunları söyleyebiliriz:
Mezarlıkta yetişen ağaçların meyvelerinden yemekte kerahet vardır. Bundan kaçınmak, çoluk çocuğumuza, çevremize de hatırlatmak lazım. Bu bir…
İkincisi, Kabristanın ağaçlarını kesmek, mezarların-mezarlığın yeşilliklerini yolmak da caiz değildir. Bilakis yüce dinimiz İslâm, kabirlerin yeşillendirilmesini, hayatta bulunan insanların ölülere karşı bir vefa borcu olduğunu hatırlatmıştır. Bu noktada sadece kurumuş ağaçları kesmek ve otları yolup temizlemek caiz görülmüştür. Ayrıca bir kabrin kazılacağı yere ağaç rast gelirse, onu kesmek de caizdir. Lakin umumi manada ağaç kesimine gitmek, kabristanı yeşilliklerden arındırmak / temizlemek ise, kesinlikle caiz değildir.[Bkz. el-Fetâvâ’l-Hindiye, 1, 177]
***
Meselenin aslı budur. Dolayısiyle netice olarak yapmamanız gereken bir şeyi yapmışsınız. Bizim anlayamadığımız tarzda kendi lisanıyla tesbih eden bir nesneyi/varlığı tesbihinden alıkoymuşsunuz. Orada yatan mü'minleri de onun manevi yardımından/kendileri hakkındaki istiğfarından yoksun bırakmışsınız. Ama her günahın bir tevbesi, her hatanın-kusurun bir telafisi olduğuna/olacağına göre, bundan da tevbe ve istiğfar eder pekala kurtulursunuz... Hatta keffaret olarak da, o kopardığınız yaprağın yerine –tabii mümkünse- bir çiçek dikiverirsiniz... Gücünüz nisbetinde hayır ve hasenatta bulunursunuz… Öyle ümit ediyorum ki Tevvâbu’r-Rahîm olan Mevlâ-yi zû’l-Celâl de affeder, bağışlar.
Siz de böylece, başınıza gelen bunca sıkıntı ve ıztırapları bu hatanıza bağlamaktan kurtulmuş olursunuz. Öyle değil mi?
Rabbim cümlemizi ve bilcümle Ümmet-i Muhammed’i her türlü kaza-bela, felaket ve musibetlerden muhafaza buyursun. Sağlık-afiyet ve saadet dolu hayırlı-bereketli bir ömürle yaşamayı ve huzuruna da kâmil bir imanla çıkabilmeyi nasip eylesin.
Kabristandan ot yolmak, kerahet vardır, câiz olmaz, sadece kurumuş ağaçları kesmek ve otları yolup temizlemek caiz, kabirlerin yeşillendirilmesi,