Kur’an-ı Kerim insanlar için bir şifadır
Selamün aleyküm hocam, Allah teala Kur’an hakkında “o inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifadır” buyuruyor, şifa nedir, bunu nasıl anlamalıyız? Tşk ederim A Ali Yalçınkaya
Ve aleyküm selâm…
Kıymetli kardeşim;
Cenâb-ı Hak ‘Şâfî’ ism-i şerifinin feyz ve esrar ile, kullarının maddî-mânevî hastalıklarına şifâlar verir, dertlerine devâlar lûtfeder. Yeryüzünü büyük bir eczane gibi tanzim eden Hz. Allah, takdir buyurduğu illetler, hastalıklar ve dertler için şifâyı, devâyı, dermânı ve ilâcı da yine kendisi ihsân ediyor. Kullarını dert ve ıztıraplardan kurtarıp sıkıntılardan feraha kavuşturuyor.
Şâfî ismi, Kur’ân’da fiil sîgası (mesela: yeşfî) halinde gelmiştir. Hz. İbrâhim, kavmine şöyle demişti: “Ben hastalandığımda, bana şifâ veren Allah’tır.” [Şuarâ sûresi, 26/80]
***
Kısaca şifa; kişinin yakalandığı maddî veya manevî bir hastalıktan kurtulması, iyileşmesi, feraha ermesidir.
Hastalık ve sağlık, Allah Teala'nın insanlar için takdir ettiği durumlardır. Allah'ın tayin ettiği sağlık esaslarına uymayan hastalanır, rahatsızlanır, ıztırap ve sancı çeker. Bir bakıma hastalıkta duyulan acı, elem ve sıkıntılar bu umdelere uymamanın bir cezasıdır. İhlal edilen yasaklar giderilince, yani tedavi olunca, bu rahatsızlıklar, ağrılar-sızılar-sancılar da kalkar.
Her hastalığın bir tedavisi vardır. İnsanlar, doğrudan veya dolaylı yollarla sebep oldukları hastalıkların tedavisini araştırmakla sorumludur. Çünkü vücudumuz, sağlığımız bize emanettir. Emaneti koruyup şifaya kavuşmamız gerekir. Bir hadis-i şeriflerinde Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), "Allah (c.c.) hastalığı ve ilacı yaratmıştır. Ey insanlar; tedavi olunuz (şifa bulunuz)” [İbn Mace, Sünen, Tıbb,1], keza "İhtiyarlık hariç, Allah her hastalığın şifasını yaratmıştır” buyurmak suretiyle buna işaret etmişlerdir.
İlaçlar, gıdalar, vitaminler, mineraller... hepsi de hastalıkların tedavisinde Allah'ın yarattığı birer vesiledir. Gerçek şifayı verenin Allah (c.c.) olduğu unutulmamalı… Bir yandan şifaya vesile olacak bütün tedavi yollarını denerken, öbür taraftan da samimiyetle Allah'tan şifa istemeli, dua etmelidir.
Duanın, dua ile kazanılacak moral ve hastalığa direnme gücünün, tedavide payının büyük olduğu tıp otoritelerince de kabul edilmektedir.
***
Allah'ın haram kıldığı şeylerde insanlara şifa yoktur. Yeni Müslüman olan bir kavim, hastalarını şarapla tedavi ettiklerini söyleyince Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.), “İçki (alkol) şifa değil, bilakis derttir (hastalıktır)" [İbn Mace, Sünen, Tıbb, 27] buyurmuştur. Bu sebeple, haram maddeler ve usûllerle tedavî dinen caiz değildir.
***
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) haberdar olduğu bütün hastaları ziyaret eder; onlar için Allah'a dua eder, şifa diler… Sabretmelerini, metanetlerini yitirmemelerini tavsiye ederdi.
Allah Teâla insanlara şifa olması için pek çok nimet vermiştir. "Onda insanlar için şifa vardır" [Nahl suresi, 16/69] buyurduğu “arı balı” bunlardan biridir.
Bedenî şifanın yanında bir de rûhî bakımdan hakiki şifa vardır ki; o da, kişinin sağlam bir iman üzere olup bâtınî hastalıklardan uzak, manevi bir tatmine/huzura-sükûna kavuşmuş olmasıdır.
Rabbimizden Habibine ve dolayısiyle biz ümmetine inzâl ve ikram olunan Kur’an-ı Kerim, maddî ve manevî bir şifa kaynağıdır. Kur'an'ın Müslümanlar için bir şifa ve hidayet kaynağı olduğunu açıkça gösteren bazı ayetler şöyledir:
"Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt ve kalplerde olana bir şifa, inananlara doğruyu gösteren bir rehber ve rahmet gelmiştir," [Yunus suresi, 10/57], "Kur'an'dan indirdiğimiz ayetler insanlara rahmet ve şifadır..." [İsra suresi, 17/82], “... (Rasûlüm) de ki, bu (Kur'an) insanlara hidayet/doğruluk rehberi ve şifadır..." [Fussılet suresi, 41/44]
Kur'an-ı Kerim, mü'minlerin hayatlarında uygulayacakları ve böylece hidayete erişip şifa bulacakları manevî bir kaynak olduğu kadar, maddî hastalıkların tedavisi için de şifadır.
Kur'an'ın müşahhas örneği olan Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) sünneti, hayatı, ahlâkî özellikleri de mü'minler için bir şifa kaynağıdır. Bu itibarladır ki, Rasulüllah'ın (s.a.v.) ahlâkını, faziletini, değerini ve sair yönlerini anlattığı eserine, Kadı İyaz hazretleri, “eş-Şifâ” ismini vermiştir.
Mü'minler ancak, Sevgili Peygamberimizi (s.a.v.) ve Onun ashabını kendilerine örnek alarak, O'nun gibi/onlar gibi olmaya çalışarak bu şifa kaynağından yararlanabilirler.
Hz. İbrahim, Kur’an-ı Kerim insanlar için bir şifadır, doğru yolu gösteren bir kılavuzdur, Şâfî, eş-Şifâ, Allah (c.c.) hastalığı ve ilacı yaratmıştır, İhtiyarlık hariç,