Sorular | Soru sor

Üç aylar orucu

Selamun aleykum, hocam ben üç ayları tutuyorum, bu yıl 7. seneyi tamamlamış olacağım, bazı arkadaşlar 7 yıl tutunca bir kurban kesmen lazım diyorlar, kesmem gerekir mi? Vereceğiniz cevap için şimdiden Allah razi olsun

Ve aleyküm selam…

Kıymetli kardeşim;

Bildiğiniz gibi üç aylardan biri olan ramazan'ın tamamını oruçlu geçirmek farzdır. Diğerlerinden recep ve şaban’ın hepsini oruçlu geçirin tarzında bir emir yoktur dinimizde… Bununla birlikte bu aylarda çokça oruç tutmak güzeldir, sünnettir, büyük sevabı vardır; ayrıca sizin yaptığınız gibi tamamı da oruçlu olarak geçirilebilir. Yapabilenler için ne mutlu! Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) bazen bu iki ayda bol bol oruç tutmuş, ancak, farz gibi anlaşılmasın diye bazen de yemiştir.

Abdullah ibn Abbas (r.anhüma) anlatıyor:
“Rasûlullah s.a.v. bazı yıllar recep ayında öyle oruç tutardı ki biz, ‘Galiba hiç yemeyecek (ayın her gününde tutacak)’ derdik. (Bazı yıllarda da öyle) yerdi ki biz, ‘(Galiba) bu ayda hiç oruç tutmayacak’ derdik.” [Beyhakî, Şuabü’l-İman, Hadis no: 3799]

Küçük yaştan itibaren Efendimiz’in (s.a.v.) hizmetkârı olan Enes b. Mâlik (r.a.) de şöyle anlatır: Rasûlullah’ın (s.a.v.) şöyle dediğini işittim: “Cennet’te recep isimli bir nehir vardır. Sütten daha beyaz ve baldan daha tatlıdır. Kim recep ayında bir gün oruç tutarsa Allah Tealâ o kimseye bu nehirden su içirecektir.” [Beyhakî, Sünen, Fedâilü’l-Evkât, Hadis no: 8; Şuabu’l-İman, Hadis no: 3800; Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, Hadis no: 24260]

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) receb-i şerif orucunun fazileti hakkında bir diğer hadislerinde ise şöyle buyurmuşlardır: “Bir kimsenin recep ayında bir gün oruç tutması, bir senelik oruç tutması gibidir (o derece sevabı vardır). Yedi gün oruç tuttuğunda ise kendisine Cehennem’in yedi kapısı kapanır. Sekiz gün oruç tuttuğunda da Cennet’in sekiz kapısı ona açılır. On beş gün oruç tuttuğunda semadan bir münadi ona: ‘Geçmişte yaptığın bütün günahların bağışlandı. Kötülüklerin iyiliğe çevrildi. Haydi, yeni ameller işlemeye koyul!’ der. Kim bu ayda iyilik ve ihsanı artırırsa Allah da ona karşı ihsan ve nimetini artırır. Nuh’un gemisi recep ayında yüzmeye başladı. Nuh (a.s.) bu ayda oruç tuttu ve beraberindekilerinin de tutmasını emretti. Nuh’un gemisi muharremin onuna kadar tam altı ay bu halde seyretmeye devam etti.” [Beyhakî, Şuabü’l-İman, Hadis no: 3801]

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz’in şaban-ı şerifteki oruçları

Rasûl-i Ekrem ve Nebiyy-i Muhterem (s.a.v.) Efendimiz şaban ayının faziletine şu hadisi-i şerifleriyle işaret etmişlerdir: “Şaban ayı, recep ile ramazan ayı arasında, insanların kıymetinden gaflete düştükleri bir aydır. Halbuki o, amellerin Allah’a yükseltildiği bir aydır. Ben de amelimin Allah Teala’ya oruçlu olduğum halde yükseltilmesini isterim.” [Nesaî, Sıyam, 70; İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, nr. 9858; Beyhakî, Şuabu’l-İman, nr. 3540]

Fahr-i Kâinat Efendimiz (s.a.v.) şaban ayında oruç tutmaya, bilhassa recep ve ramazan ayları arasında kalan bu aydan insanların gafil kalmalarına mâni olmak için ehemmiyet vermiştir, denilebilir.

Zeyd b. Eslem (r.a.) anlatıyor: Rasûlullah Efendimize (s.a.v.) sadece recep ayında oruç tutan bir topluluktan bahsedildi. Bunun üzerine Efendimiz:

“Onlar Şaban ayında neredeler?” diye ikaz ederek, üç ayların hepsinin ayrı ayrı önemli olduğunu, birinde çok amel edip de diğerininin terk edilmemesi gerektiğini tavsiye etmişlerdir. [Abdürrezzak, el-Musannef, Hadis no: 7858]

Bazı âlimler, şaban ayında tutulan nafile orucun diğer aylarda tutulan nafile oruçlardan daha üstün ve faziletli oluşunun hikmetini şöyle açıklamışlardır:

Nafile oruçların üstünlük açısından en önemli olanları, ramazan ayına bitişik olanları, yani ramazanın öncesinde ve sonrasında olanlarıdır. Bu aynen farz namazların öncesinde ve sonrasında kılınan sünnet namazların durumuna benzer. Nasıl ki bu sünnetler, bizim farz namazlarımızda meydana gelebilecek, noksanlıklar ve kusurlar için birer onarıcı/tamamlayıcı iseler, ramazan ayının öncesinde ve sonrasında tutulan nafile oruçlar da öyledir. Öncesinde tutulan nafile oruçlar ramazan için bir hazırlık olurken, sonrasında tutulanlar ise eksiklikleri tamamlayıcı olmaktadırlar. Tıpkı farz namazların öncesinde bulunan revatip sünnetler, diğer nafilelerden fazilet bakımından üstün ise, aynı şekilde zaman açısından ramazana yakın olan nafile oruçlar da, diğerlerine nazaran daha üstündür. Bu sebeple Rasulullah Efendimiz (s.a.v.), şaban ayının orucuna ayrı bir ehemmiyet vermiş ve ramazandan sonra da altı gün şevval orucunun tutulmasını önemle tavsiye etmiştir.

İnsanların şaban ayından gafil kalmalarının sebebi ise, üç aylara girilmesiyle birlikte recep ayına büyük bir önem vermeleri, şaban ayına geldiklerinde ise gevşemeleri ve ramazanda tekrar ibadet ve taate önem vermeleridir.

Kurban meselesine gelince… Tabii ki bu nafile ibadetleri işlediğin için vacip hükmünde bir kurban kesmek gibi bir mecburiyet olmaz. Kurban kesmenin ne zaman, hangi şartlarda, kimlere vacip olacağı belirtilmiştir. Burada bunları ayrıca tekrar etmeğe zannederim gerek yok. Size söylenenler ise, 7 yıl gibi az sayılamayacak bir süre zarfında Cenab-ı Hak sana bu nimeti/ibadeti yapabilme imkânını bahşetti, sen de buna mukabil bir şükür kurbanı kes, manasınadır. Tabii ki bu da güzel bir uygulama olur. Bunu yapmanın en kolay ve kestirme yolu da, kurbanın parasını çevrenizdeki talebe yurtlarından birine bağışlarsınız, onlar da sizin adınıza kurbanı keserler ve ilim tahsili ile meşgul olan o yavrularımız onun etinden yararlanırlar. Siz de hazır sevabına/mükâfatına konarsınız.

Üç aylar orucu, recep, şaban, ramazan, kurban kesme, 7 yıl,

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla

MollaCami.Com