Kürtaj cinayeti ve cezası
Hocam ben 8 haftalik bebegimi aldirdm 8 haftada bebegin organlari oluştugundan ben dogurmasam da lahusa sayiliyormuyum 40 gun boyunca namaz kilamayacak oruc tutamayacak miyim? ne olur cevap verin ramazan ayindayken bileyim bebegin bedelini nasil oderim? selam ve dua ile
Sorunuzu iki safhada değerlendirmemiz gerekiyor:
1- Lohusalık durumu ve süresi...
2- İşlediğiniz kürtaj suçunun cezası...
İlki için şu linklere bkz. Tatminkâr cevabı bulacaksınız. http://sorular.mollacami.com/soru-ve-cevaplar-338.html
http://sorular.mollacami.com/soru-ve-cevaplar-337.html
İkincisine gelince... O hayli girift bir mesele olduğu, daha önce de sorulup üzerinde durulmadığından burada onu "Kürtaj cinayeti ve cezası" başlığı altında ayrıca ele almanın faydalı olacağı kanaatindeyim.
Kürtaj cinayeti ve cezası
Hemen ifade etmekte yarar var; cenini bir insan veya giderek tamamlanacak olan bir insan parçası yani başlangıç maddesi olarak kabûl eden âlimler, bunu imhâ etmenin bir cinayet suçu olduğunda birleşmektedirler. Bununla beraber bu cinayetin oluştuğuna hükmedebilmek için, rahimdeki kitlenin cenîn olduğunun kesin olarak bilinmesini şart koşmuşlardır. Dolayısiyle karındaki şişlik ve hareketin ur, gaz ve benzeri şeylerden olma ihtimâli bulunduğu müddetçe onu yok etmenin cinayet sayılmayacağı söylenmiş… Ulemânın çoğunluğuna göre, ihtimâlin ortadan kalkması için müdahale sebebiyle "kitlenin dışarı çıkması ve cenîn olduğunun görülmesi" şart koşulmuştur.
Cinayetin oluşabilmesi için belli bir müddetin geçmesi, çıkarılan, düşürülen kitlenin kısmen de olsa organlarının belirmiş olması şartları da aynı gerekçeye dayanmaktadır. Maksat, çıkan şeyin insan olduğunun kesin olarak anlaşılmasıdır. Günümüzde rahimdeki kitlenin cenîn mi yoksa başka bir nesne mi olduğunu anlamak basit bir muayene ve inceleme ameliyesi haline geldiği için, bu husustaki tereddüt ve görüş ayrılıkları da ortadan kalkmış sayılır.
Fakihlerin, cinayete hükmedebilmek için üzerinde durdukları bir husus da cenînin ölümünün müdahale ile meydana geldiğinin bilinmesi şartıdır.
Eskiden rahimdeki cenînin hayatta olduğunu bilmenin yolları sınırlı ve ancak ilerlemiş safhalarda mümkün olduğundan bazı âlimler, "cenin sağ olarak çıkmalı ve sonra ölmelidir, aksi halde müdahaleden önce ölü olup olmadığı bilinemez" demişlerdir.
Bugün bu mevzuda da bir tereddüt kalmamıştır. Hem bütün merhalelerde cenînin hayatta olup olmadığını hem de ölümün hangi sebepten kaynaklandığını bilmek mümkün hale gelmiştir.
Kısas ve diyet gibi cezâların belirlenmesi bakımından önemli olun bir unsur da cinayette "kasıt"tır. Mâlikî mezhebi fakihleri, cenînin ölmesine sebep olan fiilin kasten yapılmış olması halinde cinayetin kasten (teammüden) işlenmiş olduğuna hükmetmişlerdir.
Diğer üç mezhepte (Hanefî-Şâfiî-Hanbelî) mûteber olan görüşe göre, cenînin insanlığı ve cinayet fiilinden önce rahimde yaşıyor olması hususları kesin olmadığından cinayet kasten yani amden, teammüden değil, şibhu'l-amd (kasten yapılana benzeyen) veya hataen (kazâ yoluyla) olarak değerlendirilir.
***
Fıkıh âlimlerine göre kürtajın ve çocuk düşürmenin cezâsı
Ananın veya bir başkasının haksız ve müessir fiilinin sonucu olarak cenînin ölmesi, öldürülmesi ve düşmesinin cezâsı, fıkıhta, çeşitli durumlara göre değişik olarak verilmiştir:
1. Cenînin ölmüş olarak çıkması… Bu durumda ölümün fiilden kaynaklandığı hususunda şüphe bulunduğundan cezâ diyettir. Maddî tazminat mânâsına gelen ve "ğurre" adı verilen diyetin miktarı beş deve veya bunu karşılayan nakit para vb. olarak takdir edilmiştir.
2. Cenînin ana rahminden diri olarak çıkması ve çıktıktan sonra, rahimde iken yapılmış müessir fiil sebebiyle ölmesi… Bu halde ölümün, dışarıdan yapılan müdahale ile meydana geldiği kesinleşmiş bulunduğundan, cenîne karşı cinayeti "kasten" sayanlara göre kısas, "kazâ yoluyla veya kasta benzer" sayanlara göre tam diyet gerekir. Tam diyet erkek çocuk için yüz deve, kız çocuk için elli deve veya bunların karşılığıdır.
3. Cenînin diri olarak çıkması ve sonra başka bir sebeple ölmesi… Bu vaziyette ölüm, düşürme ve çıkarma fiiline bağlı bulunmadığından buna (yani erken doğuma) sebep olanlara tâzir cezası gerekir. Tâzir, İslâm hukukunda devlet reisinin (devletin) veya kadının/hâkimin takdirine bırakılmış cezâ şeklidir.
4. Cenînin, annenin ölümünden sonra çıkması veya çıkmayıp içeride kalması… Bu durumda da ya cenîn ölecek veya erken doğum olacaktır. Her iki halde de sonucun oluşmasına suçlunun fiilinin sebep olduğu bilinmedikçe cezâ tâzirdir… Bilinirse cezâ, yukarıda belirtilen diğer şıklara göre belirlenir.
5. Cenîni öldüren fiilin failine verilen cezâ yalnızca kısas veya diyetten ibaret olmayıp bir de keffâret cezâsı vardır. Bu da köle azad etmek, bulamazsa iki ay kesintisiz oruç tutmak, bunu da yapamazsa -bazı âlimlere göre- altmış yoksulu bir gün doyurmak olarak yerine getirilir [Geniş bilgi için bkz. Abdülkadir Udeh, et-Teşrî'u'l-Cinâî, II, 292-303]
Ayrıca aşağıdaki linkteki başlıklara da bkz. http://sorular.mollacami.com/soru-kategorileri-81.html
***
Evet, meselenin özü budur. Buna göre hangi cezayı ödeyeceğinize kararınızı kendiniz verebilirsiniz.
Rabbim hata ve kusurlarımızı, bilerek-bilmeyerek işlediğimiz bütün günahlarımızı afv u mağfiret buyursun.