Sorular | Soru sor

Namaz ve cemaat

namazı tembellikten evde kılmak caiz mi bazıları cemaat vacip diyor

Cemaatle namazın fert ve toplum hayatına önemli katkıları vardır. Cemaatle namaz birlik ve beraberliğin pekişmesini sağlar, sosyal dayanışma ve yardımlaşmayı temin eder.

Cemaatle namaz kılmanın hükmü

Cemaatle namaz kılmaya, “Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.” [Bakara suresi, 43] mealindeki ayet ile işaret edilmektedir.

Ayetin başında “namazın kılınması”, sonunda ise “rükû edenlerle birlikte rükû edilmesi” emredilmektedir. “Rükû edenler” ile maksat Müslümanlardır. Dolayısıyla “Müslümanlarla birlikte rükû edin demek cemaatle namaz kılın” demektir. Ayette hem Müslümanların namazlarının rükûlu olduğuna hem de cemaatle namazın varlığına işaret vardır.

Ayetteki “Rükû edenlerle birlikte rükû edin” emri mecburiyet/zorunluluk mu ifade eder? Başka bir ifade ile cemaatle namaz kılmanın hükmü nedir? Farz mı, vacip mi, sünnet mi?

Beş vakit namazı cemaatle kılmanın, Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) emri, imanın alâmeti, İslâm’ın şiarı ve sembolü olduğu mevzuunda ittifak etmekle birlikte İslâm âlimleri, ayetteki emrin zorunluluk ifade edip etmediği hususunda ihtilâf etmişlerdir.

Cemaatle namaz kılmanın önemine dair hadislerden [Meselâ bkz. Ebu Dâvûd, Sünen, Salât, 47–51, IV, 371–381] hareketle;

- Hanbelî âlimler, cemaatle namaz kılmanın erkekler için “farz-ı ayın”,

- Şâfiî âlimler, “farz-ı kifâye”,

- Hanefî ve Mâlikî âlimler ise “sünnet-i müekkede” olduğuna içtihad etmişlerdir.

Mesela şu hadis-i şerif, namazı camilerde cemaatle kılmanın sünnet olduğuna delâlet eder: “Ezan okunan camilerde namaz kılmak sünen-i hüdâ’dandır.” [Müslim, Sahih, Mesâcid, 256, I, 453] Sünen-i hüdâ, dinin mükemmelliği içinde bir unsur olarak yer alan, ibadet olarak yapılan ve terkedilmesi uygun görülmeyen sünnetlerdir. Bunları terketmek mekruhtur. Terkedenler zemme ve ta'zîre müstehak olurlar. Topyekün insanların terketmesi halinde ise müdahale edilir. Cemaate devam etmek, ezân okumak, kamet getirmek bunlardandır.

İslâm âlimleri beş vakit namazı camilerde cemaatle kılmanın hükmü hususunda ihtilâf etmekle birlikte camilerin cemaatsiz bırakılmasının asla caiz olmadığı, namazların cemaatle kılınmasının daha sevap olduğu, mazeretsiz cemaatin terk edilmesinin doğru olmadığı noktasında ittifak etmişlerdir. [Kurtubî, Tefsir, I, 348]

***

Fıkıh kitaplarımızda bir Müslümanın cemaatle namaza katılmamasına mazeret olabilecek maddeler şöyle açıklanmıştır:

a) Hastalık: Özellikle grip, nezle ve benzeri bulaşıcı hastalığa yakalananlar cemaate gelmezler. Hasta bakıcılar ile engelliler ve ileri derecede yaşlılar da cemaate katılmayabilirler.

b) Kokulu bir şey yiyip içmek: Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.); “Soğan veya sarmısak yiyen kimse bizden (veya mescidimizden) uzak dursun ve evinde otursun” [Müslim, Sahih, Mesâcid, 73; Buhârî, Sahih, Ezân, 160] buyurmuştur.

c) Korku: Mescide gittiği takdirde malına, canına veya namusuna bir zarar gelmesinden korkan kimse cemaate gitmeyebilir.

ç) Olumsuz hava şartları: İnsanı sıkıntıya sokacak derecede yağmur-çamur, şiddetli soğuk, kar-ayaz, şiddetli sıcak, zifiri karanlık ve geceleyin kuvvetli rüzgâr gibi hava şartları, vakit namazlarına olduğu gibi cuma namazına katılmamak için de birer mazerettir.

d) Yoğun meşguliyet: İşinin başından ayrılamayacak derecede yoğun bir işte çalışan ve vazife yapan kimseler cemaate katılmayabilirler. Bununla beraber devamlı olarak bu meşguliyet yüzünden cemaatı terk etmek de doğru değildir.

e) Yolculuğa çıkma hazırlığı ile uğraşmak...

f) Dinî ilimler ile meşgul olup kitap yazmak, fıkıh öğrenip öğretmek…

Bütün bunlar cemaate gitmemeyi mubah kılan özürlerden sayılır.

Yalnız gevşeklik ve tenbellik yüzünden cemaatı terk edip duran kimse, cezayı hak eder, şahitliği kabul edilmez.

İmam bid'at ehlinden olduğu için cemaatı terk eden kimse ise, cezayı hak etmez, bu sebepten ötürü cezalandırılmaz.

Cemaata devam etmek istediği halde, haklı bir özürden dolayı muntazam bir şekilde devamdan mahrum kalan kimse de, niyetine göre cemaat sevabına kavuşur.

***

Cemaatle namaz kılmanın fazileti

Peygamberimiz (s.a.v.), namazları cemaatle kılmaya teşvik etmiş ve sevabını şöyle bildirmiştir:

“Kişinin cemaat ile kıldığı namaz, evinde veya çarşıda kıldığı namazdan 25 (başka bir rivayette 27) derece daha faziletlidir. Bu fazilet şu şekilde gerçekleşir: Biriniz güzelce abdest alır sırf namaz kılmak için camiye gelirse camiye varıncaya kadar attığı her adım için bir sevap verilir ve bir günahı silinir. Camiye girdiği zaman namaz için beklediği sürece namaz kılıyormuş gibi sevap kazanır. Melekler bu kimseye dua ederler. Kimseye eziyet etmediği ve abdesti bozulmadığı sürece; ‘Allah’ım! Bu kulunu bağışla, ona merhamet et ve tevbesini kabul et’ diye dua ederler.” [Ebu Dâvûd, Sünen, Salât, 49, I, 378]

“Kişinin bir başka kişi ile birlikte kıldığı namaz, tek başına kıldığı namazdan, iki kişi ile birlikte kıldığı namaz bir kişi ile birlikte kıldığı namazdan daha sevaptır. Cemaat ne kadar çok olursa bu namaz Allah’a o nisbette sevimlidir.” [Ebu Dâvûd, Sünen, Salât, 47]

İki veya daha fazla Müslüman, beş vakit namazı, camide cemaatle kılabileceği gibi evde, iş yerinde, temiz olan her mekânda da kılabilir. Evde de olsa cemaatle kılınan namazlar, tek başına kılınan namazlardan daha sevaptır. Hatta tek başına da olsa kiş, imamete niyet etmelidir, ruhaniler kendisine iktida eder, cemaat sevabı alır.

namaz, Cemaat, tembellik, evde kılmak, caiz mi, cemaat vacip mi,

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla

MollaCami.Com