İmanda eksiklik
ben allahınn özellikleriyle ilgili birkaç şeyden şüphelendim bunlar ya allahın herşeyi bilmesi gibi şüphe götürmeyen özelliklerdense şimdi ne olacak bana allahın özelliklerinin tümünü öğreneceğim bir kitap veuya site sdöyleyebilir misiniz?
Dilerseniz cevaba, sorunuzdaki ifade zaafını düzeltmekle başlayalım, sonrasını o istikamette açmaya-açıklamaya çalışırız. İslâm literatüründe “Allah’ın özellikleri” tabiri/terkibi pek kullanılmaz. Allah’ın sıfatları, isimleri, fiilleri tarzında terkipler/ıstılahlar vardır. Bunları da temel ilmihal kitaplarından ve Esmau’l-Hüsna’ya ait şerhlerden öğrenebilirsiniz. Bu alanda Ömer Nasuhi Bilmen merhumun Büyük İslam İlmihali, Mülahhas İlm-i Tevhid, Akaid-i İslamiye ve Muvazzah İlm-i Kelam’ı; Mehmed Zihni Efendi merhumun Nimet-i İslam’ı sağlam kaynaklardır. İmam Gazali hazretlerinin ve diğer bazı zevatın Esmau’l-Hüsna Şerhi de öyle… Bunlardan ve benzeri eserlerden yararlanabilirsiniz, kitap olarak da net’ten temin ederek de… Benim ayrıca bir site ismi vermeme gerek olduğu kanaatinde değilim. Şu an için bir site ismi de hatırımda değil, arar-tarar bulursunuz.
***
Şunu hatırdan çıkartmamak lazım: "İman tecezzi kabul etmez". İmanda bölünme ve eksiklik olmaz. İnancın azı, yani tam olmayanı küfürdür. Çok dikkatli olmak gerek.
Ehl-i Sünnet âlimlerinin beyanı şudur; İslam inancına göre imanın azı-fazlası olmaz. İnanılası icap eden şeylerin tamamına inanan; bunları kalbiyle tasdik edip (diliyle ikrar eden) kişide ancak iman olur. Aksi halde olmaz. İmanın altı şartından sadece birine veya birinden bazı noktalara inanmayıp inkar eden kişi kafirdir ve zerre kadar imana sahip değildir. Bu kusurlu inanca ‘iman’ adı verilmez.
O bakımdan, Allah Teala’nın zatına, sıfatlarına, isimlerine, fiillerine dair hususlarda gereği gibi inanmamak da insanı imandan mahrum eder.
****
Malumunuz, din denilince önce itikat, sonra da ibadet ve ahlâk akla gelir. Dolayısiyle temel olan inanç yoksa ya da sağlam değilse, diğerlerinden zaten söz edilemez. Çünkü sağlam ve sahih bir inanç olmadan yapılacak hiçbir ibadet ve amelin değeri olmaz.
"Bir şey sabit olursa levazımıyla sabit olur" kaidesi meşhurdur. Hemen her şey için kaçınılmaz lâzımlar, yani özellikler, şartlar vardır. O şeyi bunlardan ayrı düşünemezsiniz, zira olmazsa olmazlarıdır bunlar… Meselâ, ruh dendi mi hayat onun lâzımıdır; hayatı ruhtan ayıramazsınız.
***
Diğer bir önemli itikadi esas da yukarda zikrettiğimiz üzere, "İman tecezzi kabul etmez" kaidesidir. Yani iman rükünlerini birbirinden ayrı düşünerek, bir kısmına inanıp diğerlerine inanmamak olmaz. Allah'a inanan onun zatıyla sıfatlarıyla, isimleriyle, fiilleriyle alakalı bütün hususlara hiç tereddütsüz inanması lazım. İman kuşku götürmez, kesinkes inanmayı gerektirir. Yoksa o insan mü'min değildir. Kısacası, imanın ilk şartı olan Allah inancı da bölünme kabul etmez. Yani, "Allah'ın varlığına inanırım, ama alîm olduğunu (her şeyi bildiğini) kabul etmem" diyen bir insan, Allah'a değil kendi zihninde kurduğu bâtıl bir ilâha inanmış olur.
Bu iki kaideye göre, Allah'a imanın sahih olabilmesi için, Kur'an'ın bildirdiği gibi imanın altı rüknünün tamamına tam ve bir bütün olarak inanılması gerekiyor. Zira ins ve cinne Allah'ı tanıtan en son ve en mükemmel kitap odur; hiçbir tahrife ve değişikliğe uğramayan yegâne semavî kitap da odur. Sözlerimizi de onun bu mevzudaki bir ikazı ile noktalayalım:
“…Bazısına imân eder ve bazısını inkâr eyleriz, inanmayız’ derler ve bunun arasında bir yol tutmak isterler.” [Nisa suresi, 150] Tabii bu yolun makbul olmadığını, küfür olduğunu da açıklıyor Kur’an-ı Kerim.
isimleri, Allah’ın sıfatları, fiilleri, İman tecezzi kabul etmez, imanın azı-fazlası olmaz, Bir şey sabit olursa levazımıyla sabit olur,