Oruçlu iken iğne vurulmak
Hocam, rahatsızlandım, hastaneye kaldırdılar, iğne yaptılar, kocam orucun bozuldu kaza etmen gerekir, artık yiyip içebilirsin dedi, ben de o günü yedim. Sadece kaza mı yapmam lazım yoksa keffaret de gerekir mi? Slm ve syglr
Öncelikle sorunuzun kısa cevabını verelim; o günün orucunu, ramazandan sonra güne gün olarak kaza etmeniz icap ediyor, keffareti gerektiren bir durum yok.
Daha geniş bilgi için, şimdi de isterseniz meseleyi Ömer Nasuhi Bilmen merhumun Büyük İslam İlmihali’nedn aynen takip edelim. “Orucu Bozan ve Bozmayan Şeyler” başlığı altında, 125’inci maddede şunları yazıyor:
“Oruçlunun kendi işi olarak ağzından başka, vücudunun herhangi bir kısmından içine tamamen sokulup kaybolan veya başkası tarafından sokulup vücuda yarar sağlayan herhangi bir şey orucu bozar. Bu hususta içeriye giden şeye bakılır, gittiği yola bakılmaz. Bundan dolayı bir kimsenin başkası tarafından herhangi bir uzvuna saplanıp vücutta kaybolan odun ve demir benzeri bir şey orucu bozar. Fakat böyle bir şeyin bir ucu dışarda kalmış olursa, orucu bozmaz. Bir parçası içeriye sokulmuş olan bir süngü veya bir odun parçası gibi...
“Yine, iç boşluğa veya dimağa kadar uzayan derin bir yaraya konulan yaş bir ilaç, içeriye veya dimağa kadar geçince orucu bozar, kazayı gerektirir.
“Bu mesele, İmam Serahsinin "Mebsut" adlı kitabındaki açıklamasına bakılırsa, İmam-ı Azam'a (rh.) göredir. Bu esas üzerine denilir ki;
“Ramazan ayında gündüz vakti vücuda yapılan iğne de orucu bozar ve kazayı gerektirir. Çünkü bu, hem oruçlunun rızası ile yapılmakta, hem de vücudun yararına yapılmış bulunmakladır. İğne aracılığı ile vücudda bir yol açılıyor ve böylece ilaç tam vücudun içine akıtılmış oluyor. Artık bu şekilde ilacın içeriye girmesi, suyun deriden emilerek içeriye geçmesi gibi değildir. Bundan dolayı açık bir ihtiyaç veya zaruret bulunmayınca, iğneler iftardan sonra yapılmalıdır. İhtiyata uygun olan budur.
“Hatta bir görüşe göre, başkası tarafından sokulup vücudun içinde kaybolan demir parçası gibi bir şey, vücudun yararına olmadığı halde, yine orucu bozar.
“İki imama (rahımehumallah) gelince… Bunlara göre bir şey, tabiî yoldan içeriye gitmedikçe oruç bozulmaz. Çünkü oruç; "Yaratılışta bir yol ve kanal olan bir uzuvdan (organdan) bir şeyi içeriye sokmaktan kendini tutmaktır." Biz böyle bir imsak (oruç tutmakla) ile emrolunmuşuz. Bu hususta geçici olan yol ve kanallara itibar edilmez.
“Bunun için dışardan bir yaraya konulan ilaç, boşluğa kadar gitse de, orucu bozmaz. Vücudun derisini yırtarak içeriye gidip kaybolan bir demir, bir kurşun parçası hakkında da hüküm böyledir.
“Buna göre iğne ile de orucun bozulmaması gerekir. Evvelce, fetvahane tarafından da bu yolda fetva verilmişti. Fakat daima ihtiyat yolunun gözetilmesi iyidir. [Dikkatli davranıp mecbur kalmadıkça bu gibi işleri iftardan sonraya bırakmak evladır.]
“Baştaki veya karındaki bir yaraya konulup yaranın ıslaklığı ile dimağa veya boşluğa gitmeyen bir ilaçtan ittifakla oruç bozulmaz. Fakat böyle bir yaraya konulup dimağa veya ileriye gidip gilmediğinden şübhe edilen sıvı bir ilaç, İmamı Azam'a göre orucu bozar. Çünkü böyle bir ilaç adet bakımından içeriye geçer, iki imama göre, bununla oruç bozulmuş olmaz. Çünkü böyle şübhe ile oruç bozulamayacağı gibi, tabiî olmayan bir yoldan içeri giren bir ilaç ile de oruç bozulmaz.”
ihtiyat, kaza, oruç, İmam-ı Azam, iki imam, iğne, fetvahane,