Sorular | Soru sor

Müstehap-mendup-nâfile-tatavvu’-edep

Hocam, "müstehap" ne demektir, dinimizdeki yeri ve önemi nedir? Tşk. ederim. Rıdvan Beşiroğlu - Avustralya

Müstehap; sevilen, hoşa giden, yapılması uygun olan, işlenmesi teşvik edilen ibadet-tâat-amel yani işler, hayır-hasenat ve güzellikler... Dinen yapılması iyi sayılmakla birlikte yapılmamasında mahzur (sakınca-vebâl-günah) olmayan, amel. Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) bazan işleyip, bazan terk ettikleri, selef-i sâlihinin (önceki salihlerin; sahâbe-tâbiîn ve tebeu’t-tâbiîn’in) sevip işlediği ve rağbet ettikleri ameller-işler anlamında bir fıkıh tabiridir.

Müstehap, mendup'la eş anlamlıdır. Buna; nâfile, fazîlet, tatavvu ve edeb de denilir.

Meselâ;

- Kuşluk namazı,

- Teheccüd namazı,

- Evvâbin namazı,

- Tehıyyetü'l-mescid namazları ile,

- Nafile oruçlar ve nafile sadakalar müstehap amellerdendir.

Müstehap, genellikle gayr-i müekked sünnetle eş anlamlı olarak da kullanılır.

***

Müstehabın hükmü

Yapılmasında-işlenmesinde sevap olup, terkinde kınama bulunmamasıdır.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimizin farz ibadetlerin dışındaki ameller için "tatavvu" tabirini kullandıkları olmuştur. Nitekim Talha b. Ubeydillah’dan (r.a.) şöyle dediği nakledilmiştir:

"Saçı darmadağın fakir olduğu belli olan Necidli bir kimse, Rasûlullah’ın (s.a.v.) huzuruna geldi. Uzaktan sesini zorla işitebiliyorduk. Hattâ ne söylediği anlaşılmıyordu. Meğer İslâm'ın ne olduğunu soruyormuş. Adamın sorusuna karşılık veren Rasûlüllah (s.a.v)

- "Bir gün bir gece içinde beş vakit namaz" buyurdu. Adamcağız:

- "Üzerimde bu namazlardan başkası olacak mı?" diye sordu. Nebiyy-i Ekrem:

- "Hayır, ama tatavvuda bulunursan o ayrı" buyurdu. Sonra Rasulullah (s.a.v.):

- "Bir de Ramazan orucu"buyurdu. Adamcağız:

- "Bundan başka yapacağım bir şey var mı?" diye sordu. O da:

- "Hayır, ama tatavvuda bulunursan ayrı" cevabını verdi.

Hadisin ravisi Hz. Talha (r.a.) der ki: Rasûlüllah (s.a.v), o adama zekâtı da anlattı. Adam bunun dışında ödemesi gereken bir şeyin olup olmadığını sordu. Rasulûllah (s.a.v.):

- "Hayır, ama tatavvu'da bulunursan o senin bileceğin şeydir" dedi. Bunun üzerine Necidli adam:

- "Yemin ederim ki bundan ne fazla ne de eksik birşey yapmam" diyerek ayrılıp gitti.

Onun bu sözü üzerine Rasûlüllah (s.a.v.):

"Eğer doğru söylüyorsa kurtuluşa erdi" buyurdu. [Sahih-i Buhârî Muhtasar-ı Tecrid-i Sarih tercümesi ve Şerhi, Hadis No: 43]

İslâm'da nâfile ibadetlerin yapılması mecburi değilse de, sünnet nev’inden olanların yerine getirilmesi Allah Teâlâ'nın rızasını kazanmaya ve üstün derecelere yükselmeye vesile olur. Yani mendup ve tatavvuların ifası-edası, kişinin ihlâs ve takvasını artırır. İhlâsla yapılan ve çoğaltılan ibadetin ecri de artar. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

"Bir zaman Rabbiniz size şunu bildirmişti: Yemin olsun ki, şükrederseniz, size olan nimetlerimi mutlaka artırırım. Şayet nankörlük ederseniz, şüphesiz ki azabım çok çetindir" [İbrahim suresi, 14/7]

***

Netice:

Müstehaplar, bütün Müslümanlar için önemli olmakla birlikte, bilhassa tasavvuf erbabı için lüzumludur. Manevi yolda mesafe alabilmeleri için ihmâl etmemeleri gereken amellerdir. O bakımdan;

“Müstehapların yerine getirilmesi hususunda gevşeklik gösterilmemelidir. Zira müstehaplar, Hak Sübhânehû’nun sevdiği ve râzı/hoşnut olduğu şeylerdir.

"Kişi, yeryüzünün bütününde Hak Celle Sübhânehû’nun sevdiği ve hoşnut oldu bir ameli bilir ve onu yapma imkânı olursa, bunu ganîmet bilmelidir.

"Çünkü bu durum; (değersiz) birkaç saksı parçasına, çok değerli taşları… veya değersiz bir cemâda (cansız bir şeye karşılık) bir can satın almış adamın hâli gibidir.” [İmam-ı Rabbani, el-Mektubat, 1, 266]

Müstehap-mendup-nâfile-tatavvu’-edep, sevilen, hoşa giden, yapılması uygun olan, işlenmesi teşvik edilen ibadet-iş, rağbet ettikleri,

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla

MollaCami.Com