Alış-verişte "takas" usûlü
Selamün aleyküm hocam. Bizim buralarda şöyle bir uygulama var: İnsanlar kullandıkları araçlarını bir seneliğine galeriye ya da ihdiyacı olan birine veriyorlar ve geri alırken aynı aracın üç ya da daha fazla modellisini istiyorlar. Burada faize karışma oluyor mu? Adamlar araba verdim araba aldım diyor.
Ve aleyküm selam…
Değerli kardeşim;
Dilersen önce İslâm fıkhındaki “takas” meselesine kısaca temas edelim. Sonra da sorunuzu değerlendiririz.
Bildiğiniz gibi takas, ticari hayatta bir alım-satım çeşididir. Para olmayan bir malın, yine para olmayan bir malla değişimi… Bu alım-satım şeklinin İslâm hukuk ilmindeki karşılığı ‘mukayaza’dır. Değişen mallar ister menkul (taşınır) ister gayr-i menkul (taşınmaz) olsun, fark etmez. Bedellerden birisi para olmayınca, akdedilmiş olan bu alım-satım muamelesine mukayaza denilir. Türkçemizde de bunun karşılığı takas veya trampa’dır.
Bu akd çeşidi Mecelle'de şöyle tarif edilmiştir:
"Aynı, ayna yani gayri ez nakdeyn (altın ve gümüşten başka ‘ayn’ olan) mala mübadele etmek (değişmek) tir ki, lisan-ı Türkîde trampa denilir.” [Madde: 122]
Mukayaza yoluyla yapılan alım-satım akdinde bedellerden her biri bir açıdan semen (para) bir açıdan da mebi’dir, yani satım akdine konu olan maldır. Dolayısıyla alım-satımda ödeme bakımından birisinin öbürüne önceliği söz konusu değildir. [el-Merğınânî, el-Hidâye, III, 272; İbn Âbidîn, Reddü'l-Muhtâr, V, 272]
Mukayazada bedellerden her ikisi de mebi’ hükmünde olduğu için onlarda mebi’de bulunması gereken şartlar aranır. Dolayısıyla, satım anında elde mevcut bulunmalı, teslimi mümkün olmalı, satışı dinen meşru olan mallardan olmalıdır.
***
Malumunuz, tartı ve ölçü ile alınıp satılan aynı cins (ribevî) mallar; karşılıklı olarak mübâdele edilirken yani takas yapılırken, bunların eşit miktarda ve peşin olarak alınıp satılması gerekir. Veresiye olmaz. Aksi halde yapılan işlem faize dönüşür. Gene bildiğiniz gibi, faiz de bütün çeşitleriyle dinimizde haram kılınmıştır. [Bkz. Bakara suresi, 2/275]
Kıyemî (standart olmayan, değişken) malların takasında ise, eşitlik şartı aranmaz. Bu itibarla mesela bir hayvan, kendi cinsinden bir hayvanla her ikisinin de peşin olması şartıyla takas edilebilir; fakat farklı cinsten bir hayvanla olursa, peşinlik şartı aranmaksızın değiştirilmesi caizdir. Hayvanların değerlerinin eşit olması şart olmadığı gibi, farklı olması durumunda değer farkı ödenmesi de akdin sıhhatine zarar vermez. [Bkz. Merğînânî, el-Hidâye, III, 61 ve dev.]
Sözünü ettiğiniz alış-veriş, “kıyemî mallar” sınıfına girmektedir. Dolayısiyle eşitlik aranmaz; birinin düşük, öbürünün yüksek model olması takasa zarar vermez. Ancak, mübâdelenin aynı anda olmaması yani peşin değil veresiye olması, bu akdin sıhhatine manidir, caiz olmaz. Ayrıca bir kimsenin kendi arabasını bir seneliğine galeriye ya da ihtiyacı olan birine verip geri alırken verdiği arabanın daha yeni modelini istemesi de faizli bir muameledir, dolayısiyle bu muamele bu açıdan da caiz değildir.
Bu muamelede takip edilecek en doğru ve en sıhhatli yol; ya kişinin elindeki arabasını satıp, istediği model arabayı da satın almasıdır… Ya da bir sene filan beklemeden (yani veresiyeye sokmadan) karşılıklı olarak aynı anda peşin takas etmeleridir. Bu durumda fark ödenmesi de alış-verişin sıhhatine engel teşkil etmez.
para, mal, takas, mukayaza, mübâdele, semen, mebi', menkul, gayr-i menkul,