Mehir
S. a. ben kazakistanda hizmet etmekte iken hanımımı kendimden 20 gün önce izine gönderdim ben ordayken hanımım internet üzerinden birisi ile tanşmış ben izine geldim 5 gün bizim evde kaldık 6,gün onların evine gittik 7.gün kendi evlerinden o adama kaçtı 15 gün kayıp oldu 15 gün sonra ailesi evlerine getirdi ben bizim evimize gelmesini istedim gelmedi bu hadise olduguna 3 ay oldu bu arada yine bir kac defa daha böyle teşebbüs oldu ben iki çocuk için yine boynumu büktüm ancak yine ret cevabi aldım resmi nikahın feshinden sonra bir talak verdim ve ben ondan altınlarımı istedim şimdi o benim mehir hakkım diyor vermiyor boşanma talebi o tarafda geldiğine göre mehir hakkı varmı hurmetlerimle
Ve aleyküm selam...
Kıymetli kardeşim, anlattıkların insanın içine sinecek, hazmedilebilecek bir durum değil. Bunun lâmı-cimi olmaz ki, namus meselesi...
Çocukları bahane edip nasıl onunla birlikteliği devam ettirebilir ya da ettirmek isteyebilirsin! Olacak iş değil doğrusu. Akl-ı salime, ilme, mantığa, tab'-ı selime, hepsinden önemlisi İslam hukuk ve ahlâkına aykırı bir hâl! Öncelikle bunu bilmen lazım.
Ve mademki boşadın, artık böyle bir kadın için geriye dönüp bakmanın, gelmesini beklemenin bir manası var mı? Hatta tam aksine, kurtulduğun için şükretmen gerekir.
Mehir meselesine gelince...
Nişan ve düğünde, evlenen erkek ve kızın birbirlerine ve bunların anne-baba, nine, kardeş, amca-dayı, hala-teyze gibi mahrem akrabalarının kendilerine vermiş oldukları hediyeler hibe hükmünde olup tek taraflı olarak bunlardan dönmeleri caiz değildir. Ancak bunların dışındakiler, tahrimen mekruh olmakla birlikte verdikleri hediyeyi geri isteyebilirler.
Yakınlarının ve davetlilerin getirmiş oldukları hediyeler ise eşlerden hangisine verilmiş ise ona ait olur. Kimin adına getirildiği bilinmemesi halinde, mümkünse getirenlerden sorulur ve onların sözüne göre hareket edilir. Bunun mümkün olmaması durumunda, bulunulan yerin örf ve âdetine göre hareket edilir. [Fetâvây-ı Hindiyye, IV, 383] Damadın veya ana-babasının geline taktıkları takılar örfen mehirden sayılıyorsa mehirdir; asla geri alınamaz.
Eşler, nikah öncesi veya ayrıldıktan sonra değil de nikahlı iken birbirlerine vermiş oldukları hediyelerden dönemezler. Damadın annesi-babası, erkek ve kız kardeşleri, amca ve dayıları, hala ve teyzeleri gibi birinci dereceden yakınları, geline vermiş oldukları hediyelerden mekruh olmakla birlikte dönebilirler. Ancak bu kimseler söz konusu hediyeleri gelinin rızası veya mahkeme kararı olmaksızın tek taraflı olarak geri alamazlar.
Meselenin genel çerçevesi böyle…
Sizin durumunuzu ele alacak olursak, mehir olarak önceden verdiğiniz söz ne idiyse o meblağı/miktarı ödemeniz gerekir. Boşanma talebinin o taraftan gelmesi ya da senin tarafından olması hükmü değiştirmez.
“Boşanmalarda mehrin tamamının ödenmesi gereken haller” ile “mehir verilmeyen haller” için bkz. http://sorular.mollacami.com/soru-ve-cevaplar-308.html http://sorular.mollacami.com/soru-ve-cevaplar-310.html
Şayet mehrini önceden ödemişseniz, mesele yok, o yük üzerinizden kalkmış, o haktan kurtulmuşsunuz demektir.
Yok öyle değil de altınları ona mehir olarak vermiş idiyseniz, zaten geri alamazsınız, buna hakkınız olmaz. Ya da hediye olarak almış idiyseniz, o zaman da onlar hibe hükmündedir, tek taraflı olarak bundan cayamazsınız, caiz değildir. Hatta mehir konuşulmamışsa nikâhta, kadın bunlara mehir olarak da sahip olabilir.