Alevilik
alevinin yemeğini yemek caiz midir?
Meseleleri, mezhep ve fırkaları öne çıkartarak ihtilâfa sebep olacak tarzda ele alıp beyanlarda bulunmak, âcizane kanaatimce mevcut şartlar muvacehesinde uygun bir üslup değildir. Osmanlı döneminde yaşamıyoruz. Ülkemizde olduğu gibi dünyanın hiçbir yerinde de İslâm hukukunun mer’î ve cârî olmadığı malum. Laik sistemde karma bir toplumda yaşıyoruz. Dolayısiyle huzur ve sükûna zarar verecek, cemiyetin istikrarını dinamitleyecek tavır ve davranışlardan uzak durmalıyız. O bakımdan şu veya bu fırkadan söz etmek yerine, temel itikadi kıstaslarla kısaca Müslüman ile Müslüman olmayanı beyan edip üzerlerine terettüp eden hükmü izah etmeye çalışalım.
Bildiğiniz üzere Müslüman; imanın ve İslâm’ın şartlarına inanan, başta emir ve nehiyler olmak üzere dinin bütününü kabul eden kimsedir. Bir başka ifadeyle; namaz, oruç, zekât, hac, abdest, gusül ve benzeri emirlerle; zina, içki, ribâ, kumar ve benzeri nehiyleri kabullenip tasdik edendir. Bunlara inanmayan da Müslüman değildir. Bunlara inandığı hâlde amelde-ibadette noksanı olan, vazifesini yerine getirmeyen kişi ise günahkâr olmakla beraber yine de Müslümandır. Müslüman olmayan kimse Kitabî (Yahudi veya Hristiyan) olduğu takdirde istisnasız bütün yemeklerini, usûlüne uygun olarak kestiklerini yememizde sakınca yoktur.
Yahudi ve Hristiyanların kestiklerini ve pişirdiklerini yememiz caiz ve helal olduğuna göre, Aleviyyü’l-meşreb bir Müslümanın kestiğini yemek de, elbette caiz ve helal olur.
Fakaaat…
Kendisinin Alevî olduğunu söylediği halde İslâm’la alakası olmayan ya da inanç esasları/ölçüleri bakımından yanlış söz ve davranışlarda sergileyen, kısacası iman dairesinden çıkan (ateist-dinsiz-imansız) bir kimsenin kestiği de yenilmez. Gusülle ünsiyeti bulunmayan, temizlik ameliyesinden özellikle de boy abdestinden uzak kimselerin yemeklerini de elbette ki takva sahibi dindar bir mü’min yemek istemez. Bu gibiler hangi mezhep ve meşrebe mensup olursa olsun…
Tabii ki yemeklerde şer’î ölçü; yenilen gıdanın helâl olup olmamasıdır. Ama takva cihetini ele alacak olursak; yenilecek gıdanın nereden ve nasıl kazanılıp temin edildiğinden tutun da, yemeği pişerinin onu ihlâsla-samimiyetle mi, yoksa zoraki/istemeyerek/gönülsüz mü pişirdiği bile öenmlidir elbette…