Cemaatle namaz
evinizde ezan sesi duyuldugu zaman namaz ancak mescidde kabul olur
Yazdığınız cümle bir hadis-i şerif mealidir. Herhalde bunun tahric ve tavzihini (kaynağıyla açıklamasını) istiyorsunuz.
Abdullah İbn Abbas (r.anhuma) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki:
“Ezan sesini işitip de oraya (özürsüz) gitmeyenin namazı (makbul) olmaz.” [Sünen-i İbni Mâce Tercemesi Ve Şerhi, Kahraman Yayınları, 2, 637-638]
Bu hadisi İbn Hibbân ve el-Hâkim de rivayet etmişlerdir. Ebû Dâvûd ve Dârekutnî'nin (rahımehumullah) İbn Abbâs'tan (r.anhuma) merfu olarak rivayetleri şöyledir:
“Her kim ki namaza çağıranı işitir de herhangi bir özür gitmesine mâni olmazsa (cemaata gitmeden) kıldığı namaz, kendisinden kabul olmaz.” Sahâbiler, ‘Özür nedir?’ dediler. Nebî (s.a.v.), ‘Korku veya hastalıktır’ buyurdu.”
Hadîsin mânâsı şudur: Farz namaz için okunan ezan sesini duyan kimsenin, meşru bir mazereti bulunmadığı halde mescide gitmeyerek kıldığı namaz, kabul olunmaz. Ezan sesini işitmek ve işitilen ezanın okunduğu mescide gitmek, ekseri haller dikkate alınarak buyurulmuştur. Çünkü insan genellikle ezan sesini duyduğu cemaata gider. Yoksa sanıldığı gibi cemaata gitmek yükümlülüğü, ezan sesini işitmeye bağlı değildir, işitmese bile cemaata gitmesi matlubtur. Ezan sesini işitmemek de, cemaata gitmemek için meşru' sayılan özürlerden değildir. Keza kişi ezan sesini işittiği mescide gitmez de başka bir mescide giderse, kendisinden istenileni gene yapmış olur.
Ezan sesini işiten kişi, daha önce namazını kılmışsa, tekrar mescide gitmesi gerekli değildir. Zira “...Onun namazı (makbul) olmaz” cümlesinden maksad şudur: Ezan sesini işiten kişi, çağırılan namazı kılmamış ve mescide gitmesine engel olacak meşru hiç bir özrü yok iken mescide gitmez de başka yerde namaz kılarsa, namazı sahih değildir. Hadîsin zahiri-ibaresi bu mânâya delâlet eder. Fakat bu mânâ, fıkıh ehlinin görüşlerine muhalif düşer. Bunun için hadîsten asıl maksad, ‘böyle kılınan namazın (sevabının) noksan oluşudur' denilmiştir.
Ebû Davud'un (rh.) rivayetinde hastalık ve korku özür sayılmıştır. Mal, can ve ırza âit korku çeşitleri buna girer. el-Menhel müellifi (rh.): Şiddetli yağmur ve soğuk ile fazla acıkma ve küçük veya büyük abdestin sıkışıklığı da özürlerden sayılır, demiş ve buna âit delilleri eserinde nakletmiştir…
Namazı cemaatla kılmak farzı ayn'dır, diyenler bu hadisi de delil göstermişlerdir. Lâkin hadîsten maksad, kişinin kıldığı namazın, tam olarak kabul olunmadığını belirtmektir.
el-Aynî: Bu hadîs tehdid içindir. “Namazı kabul olunmaz” ifâdesi, namazın fazilet ve kemâlinin olmayışını bildirmek içindir. Bu hadis; “Mescidin komşusu için ancak mescidde namaz kılmak vardır” hadîsine benzer, demiştir.
Nevevî (rh.) de: Namazın kabul olunmamasının mânâsı, namazda sahibi için sevabın noksan oluşudur. Ama kılınan namaz, farzın ifâsı için kâfidir. Mesela, gasbedilen evde kılınan namaz sahihtir. Bununla beraber sahibine bir sevap kazandırmaz. Bu da onun gibidir, demiştir. [Sünen-i İbn Mâce Tercemesi Ve Şerhi, Kahraman Yayınları. İst., yyy., 2/638-639]
***
Hadîs-i şerifin fıkıh yönü
1. Namazın cemaatla kılınmasının önemi belirtilmiştir.
2. Cemaattan, özürsüz olarak geri kalan kişi, bol sevaptan mahrum kalmış olur.
3. Özür sebebiyle cemaattan geri kalmak meşrudur.
***
Fıkıh kitaplarımızda cemaate gitmemeyi mubah kılacak özürler şöyle sıralanmıştır:
a) Teyemmümü mubah kılacak derecede olan hastalıklar...
b) Felce uğramak, yürüyemeyecek kadar yaşlı olmak, kör olmak, haksız yere saldırıya uğramaktan korkmak…
c) Şiddetli yağmur ve çamur bulunmak, soğuk ve karanlık olmak…
d) Hizmet etmeye mecbur olduğu ve ayrıldığı zaman zarar göreceği bir hastası bulunmak…
e) Yolculuğa çıkma hazırlığı ile uğraşmak...
f) Dinî ilimler ile meşgul olup kitab yazmak, fıkıh öğrenip öğretmek…
Bu sayılan maddeler cemaate gitmemeyi mubah kılan özürlerden sayılır. Bununla birlikte devamlı olarak bu meşguliyet yüzünden cemaatı terk etmek de doğru değildir.
Yalnız gevşeklik ve tenbellik yüzünden cemaatı terk edip duran kimse, cezayı hak eder, şahitliği de kabul edilmez.
İmam bid'at ehlinden olduğu için cemaatı terk eden kimse ise, cezayı hak etmez.
Cemaata devam etmek istediği halde, haklı bir özürden dolayı muntazam bir şekilde devamdan mahrum kalan kimse de, niyetine göre cemaat sevabına kavuşur.
Ayrıca mevzu ile ilgili bkz. http://www.mollacami.net/soru-ve-cevaplar-743.html
makbul, cemaatle namaz, ezan sesi, işitip, özürsüz, mescid, tahric, tavzih,