Bid'atler
selamun aleykum,
etrafta o kadar çok bidat olarak damgalanıp servis edilen fiiller varki bu sözlere göre yaptığımız ibadetlerin en az birinde bidat var. hoparlör ile ezan, farzdan sonra salaten tüncina okumak, tespih aleti veya sayaç ile zikir çekmek, esmaül hüsna'nın sayı ile sürekli tekrarı... bunlar hep bidat oluyormuş. ne yapmamız lazım?
Ve aleykum selâm…
Söz konusu mesnetsiz söylentilere kulak asmayıp adı geçen ibadet, salavât, zikir ve tesbihlere aynen devam etmemiz lazım. Çünkü saydıklarınızın hiçbirinin bid’atla alakası yoktur. Her birerinin dinde/sünnette asılları vardır, sonradan uydurulmuş dayanaksız uygulamalar değildir.
Ayrıca tesbih-tahmid-tekbir-tehlil-tezkir ve sairede adetler önemlidir. Aynen namzın rek’atleri, haccın meâsiki, zekâtın şartları, kurbanın icapları gibi… O bakımdan kafamıza-keyfimize göre okuyamayız. O adetlerin tesbiti de ehlince yapılmıştır, uluorta sıradan insanlar tarafından değil.
Sorunuzun cevabı için kısaca böyle bir girişten sonra gelelim tahliline…
1. Hoparlörden okunan ezan niçin bid’at olsun? Hoparlör sadece sesin kuvvetini artırıcı bir alettir. Hoparlörden çıkan ses, aks-i sada yani yankı değil; mikrofon başında okuyan veya konuşan kişinin kendi sesidir. Bu itibarla, daha uzaklardan duyulması için ezanın mikrofondan okunmasında; vaiz, imam ve müezzinin sesinin caminin her tarafından duyulması için camilere hoparlör konulmasında dinen bir mahzur olmaz. Tabii namaz için canlı tedbirlerini de almak kaydıyla… Bilindiği üzere İmamın sesi, mevcut cemaat tarafından duyulmuyorsa müezzin tarafından tebliğ yapılır; imamın sesi duyulduğu takdirde ise bu tebliğde kerahet vardır.
Bu noktada karıştırılan bir mesele var: Kasete alınmış ses ile bizzat okuyan kişinin ağzıdan çıkan sesin mikrofondan çıkması aynı değildir.
2. Namazlardan sonra Salât-ı Münciye’nin okunması da bid’at değildir. Çünkü Salât-ı Münciye hem salavât hem duadır; namazdan sonra dua okunması ise meşrudur, mesnûndur. Niçin bid’at olsun ki?!
3. Tesbih veya benzeri aletlerle zikir çekmenin de bid’atle uzaktan-yakından bir alakası yoktur. Bkz. http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/500-tesbih.html
4. Esmâü’l-Hüsnâ’nın her birerinin havâssı/manevi tesiri, envâr ve esrârı için de belli adetlerde okunması gerekir. Yoksa istenen tesir hasıl olmaz. Ama inancı zayıf, ameli noksan, ahlâkı düşük, İslâmî şuur ve idrâkten yoksun bir takım insanlar tarafından bunlara da -maalesef- bid’at nazarıyla bakılmaktadır. Akılları ermiyor, fikirleri yetmiyor, gönülleri hazmetmiyor, bari susmasını bilseler…
Bu meselelerle alakalı geniş ve etraflı bilgi için bkz.
http://www.mollacami.net/soru-ve-cevaplar-133.html
http://www.mollacami.net/soru-ve-cevaplar-88.html
http://www.mollacami.net/soru-ve-cevaplar-390.html
http://www.mollacami.net/soru-ve-cevaplar-155.html
http://www.mollacami.net/soru-ve-cevaplar-53.html
http://www.mollacami.net/soru-ve-cevaplar-312.html
ibadet, salavât, Bid'atler, mesnetsiz söylentiler, zikir ve tesbihler, tesbih-tahmid-tekbir-tehlil-tezkir ve sairede adetler önemlidir, Aynen namzın rek’atleri, haccın meâsiki, zekâtın şartları, kurbanın icapları gibi,