Mürşidler Allah'ın aynası mı
Selamunaleykum Hocam,
Mürsidler Allahin aynasidir,kalbleri Allahin Zatinin aynasidir diye biliyorum. Mürsidlerin yüzleride ve bedenleri,vücudlari cisimleridemi Allahin zatinin aynasimidir? Nasil itikat etmem gerek?sonra sirke düsmeyeyim.Cünkü rabita tarif edilirken "Bu zat Allahin aynasidir"diye düsünülmelidir deniyor, ayni eserde bu sefer Mürsidlerin kalbi aynadir diyor.Simdi o Mürsidlerin kendi varlikari mesela vücudu cisimleri yüzlerimi ayna yoksa sadece kalbimi?Ve o aynadan Allahin Zatini görür gibi oluruz degilmi? Yani Zati...?
Ve aleyküm selâm kardeşim;
“Cenab-ı Hakk’ın, Zât-ı ecell-i a’lâsı için halk ettiği iki ayna vardır. Bunlardan biri enkasdır (daha noksan, daha eksiktir) ki, o Arş-ı A’lâ’dadır. Hz. Mevlâ’nın sıfatlarının zılâli (gölgeleri) Arş’ta mevcut değildir. Gerek Sıfât-ı Zâtiye; Vücut, Kıdem, Beka, Vahdâniyet, Muhâlefetün li’l-havâdis, Kıyâm bi-nefsihî gibi… Gerek Sıfât-ı Sübûtiye ki; Hayat, İlim, Semi’, Basar, Kudret, Kelâm, Tekvîn gibi… [Geniş bilgi için bkz. http://www.halisece.com/akaid/766-allah-teala-nin-sifatlari.html]
“İşte bunlardan hiç birinin zılli (gölgesi), Arş-ı A’lâ’da yoktur. Bu cihetten, Arş’a gelen tecelliyât enkastır; çünkü câmittir (cansızdır, donuktur).
“Diğeri, etemm ve ekmeldir (daha tam, kusursuz, eksiksiz; daha kâmil, pek mükemmeldir, o da); kalb-i mü’min-i takiydir (müttakî ve zâhid mü’minin kalbidir). Yani envâr-ı İlâhiye’ye ve feyz-i Muhammediye’ye bağlı olan ‘insan-ı kâmil’in kalbidir. Hz. Allah muttasıf olduğu bütün sıfatlarının zıllini insanda halketmiştir. Sıfât-ı İlâhiyenin zılâli insanda bulunduğu içindir ki, letâife (kalp-ruh-sırr-hafî ve ahfâ’ya) gelen tecelliyat ve mir’atiyet (aynalık) daha etemmdir.” [Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) Hz.leri]
***
Demek ki asıl ayna, vücudun diğer organları değil, kalptir. O da takva ehli olan mü’minin, yani kâmil insanın, mürşid-i kâmillerin, Allah dostlarının kalbi… Ancak bu hususta dikkat etmemiz gereken nokta; Zâtı’nın değil, sıfatlarının gölgesinin aynası olması… Aslının değil.
Allah’ın Zâtını/Cemâlini ise, bu dünyada bu gözlerle görmek muhâl! O’nu öbür âlemde görebileceğiz inşaallah… [Bkz.
http://www.halisece.com/akaid/366-ruyetullah-ne-demektir-dunyada-allahi-gormek-mumkun-mu.html
http://www.halisece.com/akaid/394-ehl-i-sunnete-gore-ruyetullah-meselesi.html]
Sorunuzda dile getirmeye çalıştığınız bu meseleye böyle, yani yukarıda anlatıldığı gibi inanmanız/itikat etmemiz gerekiyor. Dikkatli olmalı; yanlış yollara, hurâfe inançlara, şathiyata sapmamalıyız.
Râbıta’da usûl de için bkz.
http://www.halisece.com/rabita/353-rabita-nedir-ne-degildir.html
http://www.halisece.com/rabita/308-rabita-ve-tevessul.html
letâif, Arş-ı A’lâ, Mürşidler Allah'ın aynası mı, iki ayna, biri enkas, tecelliyât, Sıfât-ı İlâhiyenin zılâli, etemm ve ekmel, kalb-i mü’min-i takiy, envâr-ı İlâhiye, feyz-i Muhammediye,