Yolculukta sünnetler ve farz namazlar…
Hocam iyi akşamlar, bir sorumuz olacaktı, cevaplarsanız bizleri sevindirirsiniz: Yolculuk esnasında sünnetleri kılarsak vebali olur mu, farzı iki kılacakkken dört kılmak gibi mesela.. Tşk ederim
Aşağıda bilirteceğimiz tarzda eğer halimiz-vaktimiz uygunsa, özellikle müekked sünnetleri terk etmek değil, kılmamız faziletlidir, güzel olan odur, sünnetin ecrine-sevabına nail oluruz. Ama şayet zamanımız-şartlarımız müsait değilse, kılmadığımızda vebali olmaz.
Bu meseleyle ilgili olarak Hulâstü’l-Ecvibe, cilt, 1, sayfa, 12’de, Ali Efendi Fetvaları’ndan naklen şöyle denilmiştir:
"Misafir emin ve karar etmekte bulunduğu sırada sünnet-i müekkedeyi kılması efdaldir".
Günümüz şartlarına göre değerlendirecek olursak, şu demek: Şayet yolcu, vasıtanın kaçması gibi bir endişeden emin ise… Ya da gideceği yara varmış ve yerleşmişse sünnetleri kılmalıdır. Evla olan davranış budur. Her ne kadar yolculuk sırasında, vaktin dar olması, vesaitin kaçma endişesi sebebiyle sünnetlerin terki caiz görülse de, rahatladıktan sonra kılınması münasip olur. Bunu farzın kısaltılması ile kıyaslayamayız.
***
Bildiğiniz üzere yolcunun dört rekatlı farz namazlarını ikişer rekat olarak kılmasına fıkıh lisanında "kasr-ı salat" denir.
Yolculukta dört rekatlı namazların kısaltılarak kılınması Kur'an, Sünnet ve icma’a dayanır.
Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Eğer kâfirlerin size fitne vermesinden korkarsanız, yeryüzünde sefere çıktığınız zaman namazları kısaltarak kılmanızda bir sakınca yoktur." [Nisa suresi, 4/101]
Bu âyette kısaltmanın korku şartına bağlanması o günkü hadiseyi tespit içindir. Çünkü Rasûlüllah’ın (s.a.v) çoğu yolculukları korkudan uzak değildi. Ashab-ı Kiram'dan Ya'la b. Ümeyye Hz. Ömer'e (r.anhüma) şöyle demiştir:
- Biz neden namazları kısaltarak kılıyoruz? Halbuki güven içindeyiz. Hz. Ömer de buna cevap olmak üzere şöyle buyurdu:
- Ben de aynı durumu Rasûlullah’a (s.a.v.) sormuştum; şöyle buyurmuştu:
- "Bu, Allah'ın size verdiği bir bağıştır, Allah'ın sadakasını kabul edin" [Müslim, Sahih, Misafir, 4; Tirmizi, Sünen, Tahare, 4, 20; Nesâi, Sünen, Taksir, I]
Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) umre, hac veya savaş için yaptığı yolculuklarında namazları kısaltarak kıldığı ile ilgili haberler tevatür derecesindedir.
Abdullah ibn Ömer (r.a.) şöyle demiştir: "Rasûl-i Ekrem’e (s.a.v.) yolda arkadaşlık ettim. O, yolculuklarında (dört rek’atli farzları) iki rek’attan fazla kılmazdı. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman (r.anhum) da böyle yaparlardı." [İbn Mâce, Sünen, İkâme, 75]
Hz. Ömer'in (r.a.) şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Yolcunun namazı, Nebinizin (s.a.v.) lisanı üzere kısaltılmaksızın tam iki rek'attır" [Buhârî, Sahih, Taksîr, 11; Küsûf, 4; İbn Mâce, Sünen, İkâme, 73, 124]
***
Yolcunun dört rek’atlı farz namazları kısaltması mecburi/zorunlu mudur; yoksa kısaltmakla tam kılmak arasında serbest midir, sorusunun cevabına bakalım…
Hanefîlere göre, yolcunun namazları kısaltarak kılması vacip ve aynı zamanda azîmet’tir.
Yolcunun bilerek iki rek’attan fazla kılması mekruhtur. Bununla birlikte iki rek’at kılıp da teşehhütte bulunduktan sonra iki rek’at daha kılacak olsa, farzı eda etmiş, son iki rek’ât da nafile olmuş olur.
Ancak selâmı tehir etmiş olmasından ötürü kötü bir iş yapmış sayılır. Fakat birinci teşehhüdü terketse veya ilk iki rek’atta kıraatta bulunmamış olsa, farzı eda etmiş olmaz. Nitekim sabah ve cuma namazlarında da hüküm böyledir.
Hz. Aişe’den (r.anha) şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Namaz ikişer rek’at olarak farz kılındı, sonra hazarda ziyade olundu, seferde ise olduğu gibi bırakıldı.” [Buhari, Sahih, Salat,1; Müslim, Sahih, Misafirin,1; Ebû Davud, Sünen, II, 3]
İbn Abbas’ın (r.anhuma) şöyle dediği nakledilmiştir: "Allah Teâla namazı, Peygamberimizin (s.a.v.) dili ile hazarda dört rek’at, seferde iki rek’at olarak farz kılmıştır." [Müslim, Sahih, Müsâfirîn, 5, 6; Ebû Davud, Sünen, Sefer, 18; Nesâî, Sünen, Havf 4; İbn Mace, Sünen, İkame, 75]
***
Diğer mezheplere gelince…
Mâlikilere göre, seferde namazı kısaltarak kılmak müekked sünnettir.
Şâfiî ve Hanbelîlere göre ise yolculukta namazları kısaltarak kılmak, muhayyer olmak üzere ruhsattır. Seferî kişi namazlarını kısaltarak da, tam olarak da kılabilir.
Ancak Hanbelîlere göre kısaltmak mutlak olarak tam kılmaktan daha faziletlidir. Çünkü, Rasûlullah (s.a.v.) ile dört halifesi (r.anhum) böyle yapmaya devam etmişlerdir.
Kur'an, farz, sünnet, Sefer, yolculuk, vebal, sünnet-i müekkede, ecir, kasr-ı salat, icma’, Allah'ın size verdiği bir bağıştır, Allah'ın sadakasını kabul edin, azimet, ruhsat, hazar,